29 Aralık 2007 Cumartesi

ŞEHİR İÇİ (KENT ) ULAŞIM PLANLAMASINDA BİSİKLET KULLANIMI VE YAYGINLAŞTIRILMASI

ŞEHİR İÇİ (KENT ) ULAŞIM PLANLAMASINDA BİSİKLET KULLANIMI VE YAYGILAŞTIRILMASI

- MEHMET BOZDEMİR - KocaeliBölgesi Bisiklet Antrenörü

Şehirlerde hızlı nufüs artışı ve kentsel işlevlerin çeşitlenmesi sonucu mekanda geniş alanlara yayılmalar olmuştur.Şehirlerin boyutları arttıkça günllük gereksinimler için aşılan uzaklıklarda artmıştır. Bu uzaklıkları gelişmiş ulaşım araçlarıyla aşan şehirliler zamanlarının önemli bir bölümünü kapalı ve hareketsiz ortamlarda geçirmek zorunda kalmaktadırlar.Özel araç içinda oturarak,toplu taşıma araçlarında ise bazan oturarak bazanda ayakta yapılan uzun ve sıkıcı yolculuklar sadece psikolojik baskı yaratmamakta aynı zamanda bedenin fiziksel gereksinimi olan kas hareketlerini engellemektedir.
19 Yüzyıl buluşlarından olan bisiklet,erişme saglamasının yanısıra açık havada spor olanagı da vererek insan yaşamına olumlu bir katkıda bulunmaktadır.
Her ulaşım aracının kullanımı ,şehir yapısına ve toplumsal alışkanlıklara uyumsağladığı ölçüde artmaktadır.Bisiklet düzlükte kurulmuş yerleşkeletr için uyğun bir araçtır.Engebeli yerleşkelerde ise özel düşünülmüş yollar saglandığı takdirde tercih edileceği düşünülebilir.
İzmit kısmen tepeler üzerine kurulmuş bir yerleşkedir.Ancak ana ulaşım geçitlerinde eğim fazla değildir.Eğimin uygun olduğu geçitlerde gerekli düzenlemeler yapılarak bisiklet kullanımının yayğınlaştırılması dahada arttırılabilinir.Bisiklet şehir içinde daha az alana gereksinim gösteren bir ulaşım aracıdır.Şehir içi bütün yolculuklarda olmasa dahi bazı amaçlar için bisikletle erişim daha uygun olamaktadır.Uygun olan durumlarda bisiklet kullanımı hemkişilere spor olanağı sağlamış olacak hemde araç ile yapılacak yolculukların bir kısmını bisiklete kaydıracağından trafikte rahatlamalara neden olacaktır.
Bisiklet kullanımının özendirilmesi ve yayğınlaştırılması amacıyla planlama içinde konunun ele alınmasının daha yaralı olacağı düşünülmektedir.Kent topoğrafyası ve iklimsel koşullarda üzerinde durulması gereken diğer konulardır. Günümüzde çeşitli ülke şehirleri bisikletin şehir içi ulaşımda sağladığı yararları mümkün olduğunca kullanmaktadırlar.İzmit şehride kendi özelliklerini değerlendirerek bisikleti ulaşım planları içinde katılabilir.

Şehir içi yolculuk istemleri kent arazi kullanışı ulaşım sisteminin yapısı ve toplumsal özelliklere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.Yaşam standartının yükselmesi ,kültürel irlerlemeler şehirlilerin yolculuk istemlerini nitelik ve nicelik olarak etkiler.Günümüz kentlerinde yaşanan büyük boyutlu ulaşım sorunlarının bir bölümü arazi kullanım karalarından kaynaklanmaktadır.Yer seçimlerinin akılcı karalara dayandırılmaması sonucu şehiriçi hareketlerde artışlar olmaktadır.
Ulaşım sistemindeki eksiklikler de artan talepleri karşılıyamadığından ulaşım insan yaşamını sürekli olumsuz yönde etkilemektedir. Şehirleri yaşanabilir mekanlar haline dönüştürme çabalarında ulaşıma önceliğin verilmesi kaçınılmaz olmuştur.Şehir içi ulaşımda kullanılan araçlar çeşitlilik gösterdiğinden koşullara uyan seçeneklerin üzerinde düşünülüp irdelenmesinde büyük yararlar sağlayacağı şüphesizdir.
1.1—Şehiriçi hareketlerde Araç seçenekleri

Yüzyılımızın başlarında özel otomobiller şehiriçi uluşıma girmiş ve hızla kullanımı artmıştır.Bireye mekanda her doğrultuda hereketlilik sağlayan otomobilin faydaları yadsınamaz kadar çoktur.Ançak nufüsun yoğun olarak yerleştiği şehirlerde her bireye özel araç sağlamak için bulunamamaktadır.Otomobilin hareket kabiliyeti şehiriçi alanlardaki yer sınırlılığı nedeniyle azalmaya başlayınca şehir yönetici ve planlayıcıları seçekli ulaşım türlerini düşünmeye başlamışlardır.

Şehiriçi yolculuk sistemleri şehrin barındırdığı çeşitli işlevler arsında olmaktadır.En yoğun hareketler iskan alanlarını işyerlerine bağlıyan geçitlerde ortaya çıkmaktadır.Şehirlerdeki ev-işyeri hareketleri büyük kapasiteli araçlarla sağlanması gerekmektedir.Yoğun yolculuk taleplerinin karşılanmasında otobüs servislerinin yanısıra,kapasitesi yüksek diğer araçlara duyulan gereksinim sonucu 1970’ li yıllarda Avrupa kentlerinde raylı taşıma sistemleri geliştirilmeye başlandı.

Şehiriçinde ortaya çıkan diğer önemli hareketler alışveriş,sağlık,eğitim ve rekreasyonel amaçlıdır.Şehiriçinde sağlık ve eğitim kurumları iskan bölgelerinden belirli uzaklıklarda yapılandırıldıgından erişilmesi için büyük kapasiteli araçların kullanımı kacınılmaz olmuştur. Ancak günlük alışveriş gereksinimleri düşünüldüğünde bu hareketlerin birey tarafından kullanılan ve küçük kapasiteli araçlarla karşılanabileceği açıktır.Bu koşullarda bisiklet uygun bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Günümüz şehirlerinin aşırı derecede hızla büyümesi doga ile baglantısını koparmış,spor olanaklarını kapalı alanlara taşınmasına neden olmuştur.Oysa insan yapısı gereği doganın içinde hareket etmek istemektedir.Şehiriçi rekreasyon amaçlı hareketler ülkelerin kültür düzeylerine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Rekreasyonel aktivitelerin insan yaşamındaki önemi yadsınamaz. Tarihin her döneminde rekreasyonel faaliyetler insan yaşamının önemli bir bölümünü oluşturmuştur.Şehir tasarımlarında bu gereksinimlerin göz önüne alınması çevre ve şehir planlayıcıları tarafından kaçınılmaz olmuştur.

1.2.Şehiriçi Ulaşım Araçlarının Çevreye Etkileri.

Şehirlerin ulaşımda yaşadığı dar bogazları aşmak üzere 1970’li yıllarda toplu taşımacılığın geliştirilmesi pekçok ülkede temel politika olmuştur.Şehiriçi erişebilirliğini arttırmak üzere geliştirilmeye çalışılan toplu taşıma araçları arasında raylı sistemler önceliği almaktadır.Bunun temel nedeni ,çevre kirliliğinin kararlarda etkili olmasıdır.
Şehirsel alanlarda hava ve çevre kirliliği kabul edilebilir boyutları çok aşmış durumdadır.Bu kirliliğin büyük yüzdesi kara ulaşım araçlarından Kaynaklanmaktadır.Raylı sistemler elektrik enerjisini kullandığından çevre ve hava üzerindeki olumsuz etkileri gürültü hariç enazda kalmaktadır.Yeraltında inşa edilen raylı sistemlerin gürültü etkiside kontrol edilebilmektedir.
Çevre ve hava kirliliği en az olan araçlardan bir diğeride bisiklettir.isiklet alt yapı yatırımı enaz olan ve bireylerin satınalabilme güçleri içinde olan bir araçtır.Bu özelliklerinden dolayı şehirlerde kullanımın hızla arttığı görülmektedir.Pekçok uzak doğu ülkelrinde yayğın olan bisiklet kullanımı ,son yıllarda batı ülkelerindede yayğınlaşmaktadır.

2. ŞEHİRİÇİ ULAŞIM PLANLAMASINDA HEDEFLER

Şehiriçi ulaşım planları hazırlanırken toplumsal beklentilerinin karşılanması temel hedefler olmalıdır.Bu temel hedefler için çalışılırken ulaşım sisteminde etkinliğin arttırılması , hava ve çevrenin olumsuz etkilerinin enaza indirilmesi ve şehir yaşam kalitesinin yükseltilmesi sözkonusudur.

2.1. Toplumsal Beklentilerin Karşılanması

Şehirlilerin doğadan kopmasının ardından toplumsal aktivitelerinden kopmasının olumsuz etkileri önemli boyutlarda rahatsızlıklar ortaya çıkarmaktadır.İnsanın bedensel ve ruhsal sağlığı bakımından bu etkinliklere ağırlıkla yer vermesi gerektiği herkes tarafından kabul görmektedir.Şehir planlalayıcılarına bu konuda yön gösterici bir rol düşmektedir.Hedefler belirlenirken ve uygulama safhasında özel yaklaşımlar ve yaratıcı çözümler üretmek gerekmektedir.
Sonyıllarda bir yandan var olan uşlaşım sisteminin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin enaza indirilmesi için çalışmalar yapılırken diğer yandan şehirlilerin sportif ve rekreasyonel gereksinimlerinin karşılanması için çalışmalar yürütülmektedir.Modern şehirlerimiz bu aktivilerin aeaza indiği yerler görünümündedir.Şehirli açısından şehri yaşarken çevreye anaz zarar verici durumda olmak ve kendi yaşamını daha canlı, aktif ve sağlıklı durumda tutmak temel amaç durumunda olmalıdır.
Şehirlerde nufüs artışının yanısıra karmaşıklaşan işlevlerin kendilerine uygulanan alanlara yerleşmesi sonucu bunlar arasındaki uzaklıklar devamlı surette artmaktadır. Şehirliler iş yerlerine ulaşmak için önemli boyutlarda zaman ve enerji tüketmektedirler.Temel gereksinimlerini karşılamak üzere günlük mücadelelerinin ötesinde başka faaliyetlere ayıracak zamanları kalmamakta ve zaman bulamamaktadırlar.

Şehirsel alanlar temel işlevlerinin yanısıra günllük yaşamla ilğili bireysel spor ve rekreasyonel faaliyetleri de içine alanmaktadır.Ancak günümüz şehirlerinde bu aktivitilere ayrılmış alanlar ve bireyin zamanı tok denecek kadar azdır.Zaman yokluğu nedeniyle yapılamayan spor ve rekreasyonel hareketler zorunlu günlük hareketler ile birleştirilirse şehirlilere önemli yararlar sağlamış olacaktır.

Şehirlerde rekreasyonel kullanımlı ulaşım servisleri çeşitli düzeylerde sağlamaya çalışılmaktadır.Yerel yönetimler bazı ulaşım türlerini rekreasyon amaçlı kullanırken bazı sferleride rekreasyon alanlarına erişebilirliği arttırkam üzere sunmaktadır. Örnek olarak İstanbulda deniz seferlerinde sağlalan özel vapur seferleri , konser , spor maçları sonunda sunulan otobüs seferleri bunlara örnek olarak gösterilebilinir.

2.2. Şehir Yaşam Kalitesinin Arttırılması

Şehirler, her dönemde toplumsal birlikteliği güçlendirilecek faaliyetlerin yer aldığı yerler olmuştur.Festivaller,spor oyunları,müzik yarışmaları şehirlerde düzenlenmiştir.Bu toplantılar gelişme içindeki toplumu biraraya getirici, toplu ve ortak kullanımı arttırıcı etkinlikler olmuştur.Ancak bu etkinlikler her kültür düzeyinde kendine uygun alanlar istemektedirler. Bu istenilen alanların hazırlanmasında ve düzenlenmesinde tasarımcılara büyük bir görev düşmektedir.Çoğu zaman tasarımcıların katkısı olayın gerisinde kalmakta,kullanıcılar kendi bilği ve tecrübelerinin sınırlsrı içinde olaya yaklaşmakta ve mevcut çevrelerini buna göre şekillendirmektedirler.
Günümüz modern şehirleri inanılmaz boyutlarda kullanılamayan boş alanlarla doludur. Şehirlerin dışarıya doğru yayılması sonucu şehir merkezleri boşalırken pekçok alanlar kullanımdançıkarılmaktadır.Bu gün sürat yolları kenarında, demiryolları boyunca ,su kenarlarında boş alanlar bulunmaktadır.Örneğin Pittsburg Pennsylvania’da yaklaşık 2 ha. Sanayi alanı,105.ha etkin kullanılmayan demiryollarına ayrılmış alan,28 km . nehir kıyısı geliştirilmek üzere beklemektedir.

Görsel olarak şehir yaşamını olumsuz etkilerken bunların boş kalması şehir içinde sürekliliğinde kaybolmasına neden olmaktadır.Gerek arazi kullanımlarında gerekse şehiriçi hareketlerde kesintiler meydana gelmektedir.Şehiriçi işlevsel alanlar birbirinden bağımsız yaşar duruma gelmekte, toplumsal gruplar arası baglatılar kopmakta ve önemli noktalar arası yaya hareketleri kesilmektedir.
Son yıllardaki ekonomik bulanım tekrar şehir merkezlerine yerleşme eğilimini beraberinde getirmiştir. Şehiriçi boş alanlar toplumlar üzerinde olumsuz etkiler bırakarak bekletilmiş olmalarına karşın, bu gün şehirleri yaşama geçirecek potansiyel alanlar durumuna gelmişlerdir. Bu alanlar, tasarımcıların bilinçli yaklaşımlarıyla şehir merkezlerini yeniden şekillendirecek yaşama geçirecektir.Başarılı çalışmalar şehirlilerin merkezi alanlara dönüşlerini sağlayacak ve şehir dışı yerleşmelere seçenek oluşturacaktır.

3. ŞEHİRİÇİ KAYIP MEKANLAR

Kayıp mekanlar ,yüksek yapılaşma alanlarının içinde yapılaşmanın olmadığı boş alanlardır. Bunlar çeşitli kullanımdaki alanlardan arta kalan yada yol boylarında ölçüsüz yapılmış kısımlardır. Terkedilmiş su kenarları, tren istasyonları boşaltılmış askeri tesisler, daha uygun ve erişebilirliğin daha yüksek oldugu yerlere taşınmış olan sanayi tesislerinin alanları kayıp alanlar olarak tanımlanmaktadır.Terkedilmiş insan hareketlerinin uzağına kalmış meydanlar , şehir merkezinde bekleyen araçlara ayrılmış otoparklar, bozulmuş parklar,terkedilmiş iskan bölgeleridir.Kısaca kayıp alanlar istenmeyen kent alanlarıdır.
Kimsenin benimsemediği, kimsenin düzenleme için özel uğraş vermediği bu alanlar yaşama geri dönmek için beklemektedirler.Sınırları belirlenmemiş şehiriçi baglantıları kopmuş ve kullnıcısı kalmamış bu alanların topluma yeniden kanadırılması gerekmektedir.Şehirleri yaşanabilir duruma döndürmek için inanılmaz boyutta olanakları içinde barındıran bu alanların yeniden kullanıma geçirilmesi ve tasarımlarının yapılması gerekmektedir. Bu alanlar şehir tasarım ve planlayıcıları için şehrin yeniden geliştirilmesinde kullanabilecekleri saklı kalmış özel kaynaklardır.

3.1. Kayıp Mekanların Ortaya Çıkış Nedenleri

Şehiriçinde kayıp mekanlar çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Artan hareketlilik ve hızlanan iletişim şehirin ortak kullanım alanlarını şekillerdinmiştir.Otomobil ile şehirlere giren sürat yolları ve transit otoyollar şehiriçinde geniş açık alanlar atlep etmişlerdir.Şehiriçi alanların önemli bir bölümü otomobil hareketleri için gerekli tesislere ayrıldı.Detroit ve Los Angeles şehirlerinin % 75 veya 80 oranında alanları otomobille baglantılı kullanımlara ayrılmıştır. Hareket halinde olan araçlar ayrı, duran ve bekleyen araçlar için farklı alanlar ortaya çıkmıştır.
Gününmüz şehirlerinde binalar arsında boş kalan alanların bir kısmı araç ve insan ulaşımına hizmet verirken bir kısım alarda işlevsiz kalmıştır.Ekonomik ve sosyal amaci olamayan bu geniş ve boş alanlar binaların arasını doldurdu. Bianalar birbirinden uzaklaştı. Sokaklar şehir yaşamında ana eleman olmaktan uzaklaştı.Yoğun olarak kullanılan sokaklar ve meydanlar insan boyutunu aştı ve araç gereksinimlerine göre şekillendirildi
Araçların boyutlarına göre şekilledirilmiş sokaklar ve meydanlar artan ölçülerde ortak kullanım alanlarının belirleyici unsuru oldu. Askeri alanlar,hizmet ve sanayi tesisleri erişilebilirliğin yüksek olduğu kısımlara taşındırlar. Kamu ve özel kurumların ilğisizliğide eklenince şehiriçinde yaşam standardını ve şehirin görünümünü olumsuz etkileyen boş bırakılmış alanların ortaya çıkmasına sebep teşkil etmiştir.

3.2. Kayıp Alanların Planlandırılması

Binaların arasındaki mekanlar nadiren tasarlanmıştır. Tasarlanan bu mekanlarda ise insanı ezen boyutlara erişmiştir. Bu aradada insanlar ve kültürler anlamları yitirdiler.Sokaklar ve meydanlar artık şehrin toplanma yeri değildi. Bireyler,şehir meydanlarını kullanma yerine yavaş yavaş aktivitelerini kendi özel alanlarına kaydırdılar.Kişiler yaşamlarını kendi kontrolleri alanlarında sınırlandırdılar.Toplu ve ortak kullanım alanlarının yokoluşu şehirlilerin birbirleriyle iletişimlerini de ortadan kaldırdı. İletişimin yapay çevrede gelişmiş haberleşme teknelojileriyle yapılmaya başlandı.

Kayıp alanların şehir yaşamına geri döndürülmesi için belirli işlevler verilmesiyle mümkün olacaktır.Bu işlev bisiklet kullanımı ve yaygılaştırılmasıylada birleştirilebilinir.Binaların arasına sıkışmış küçük alanlar bisikletler için park yerleri olarak tasarlarnırken ölçek olarak büyük alanlar şehir yeşiline katkı sağlayacak biçimde düzenlenebilinir.Çocuklar için gerekli olan park gereksinimi bu düzenlemeler ile giderilirken maliyeti yüksek oyuncaklar yerine bisiklet yolları yapılarak küçük yaştakiler için hareket ve oyun birlikte sağlanmış olabilecektir.Yaşlı şehirlilerin hareket gereksinimleri ise var olan şehir yollarında belirli izlerin bisiklete ayrılmasıyla sağlanabilinir.

4. BATI ŞEHİRLERİNDE BİSİKLET KULLANIMI


Avrupa şehirleri, 19 yüzyılda yayğın olarak kullanılan bisikleti şehir yaşamına tekrar sokmuştur. Şehiriçi ulaşımda bisiklete diğer ulaşım araçlarıyla eşdeğer oranda önem verilmektedir. Toplu taşımacılığı geliştirmek üzere demiryolu altyapıları inşa edilirken çevre kirliliğini en aza indiren bu uygulamaların yanısıra bireysel özgürlüklere cevap veren bisiklet kullanımı da teşvik ve yaygınlaştırılmalıdır.

Yoğun olarak yaya kullanımının olduğu şehir merkezlerinde bisikletin diğer
Ulaşım araçlarıyla,hafif raylı taşım,otobüs,araba beraber aynı düzlemde kullanıldığı görülmektedir.sokaklarda bisiklet sürücüleri için özel izler ayrılmaktadır.Araba otoparklarının bir kısım yerlerini bisiklet parklarına terk etmişlerdir. Ancak kullanımın yoğun olduğu şehir merkezlerinde bisiklet otoparkları geniş alanlara yayılmakta ve şehir merkezinin sınırlı alanlarını zorlamaktadır. Şehirdel görünüm açısından da çözülmesi ve tasarımlarda uygun çözümlerin üretilmesi gereken boyutlarda alan gereksinimini ortaya çıkarmaktadır.

Şehir dışında çıkıldığında bisiklet kullanıcıları için özel yollar tasarlanması da yaygın olarak görülen uygulamalardandır. Özellikle şehirin kullanıma açılan kısımlarında bu uygulamalara rastlamaktadır.Su kanallarının kenarlarında kırsal alanları geçerken yeni bisiklet yolları yapılmıştır.

Şehir yöneticileri bisiklet yolları boyunca hareketleri yönledirici işaretler yerleştirmişlerdir. Şehiriçi bisiklet ağlarını gösteren haritalar sağlanmıştır. Şehiriçinde bisiklet depoları, tamir istasyonları ve kiralık bisiklet hizmetleri sunulmaktadır.Almanya’da nurnberg şehrinin kuzeyinde 103.000 nufüslu bir yerleşme olan Erlanger’de bisiklet yollarının uzunluğu 175 kilometredir.Siemens fabrikaları 20.000 nufüslu bir üniversite kampüsünün bulunduğu şehirde şehiriçi yolculukların % 25 bisiklet ile yapılamaktadır.

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Şehiriçi ulaşımda araç çeşitliliğinin arttırılması temel amaçlardandır. Farklı amaçlı şehirsel haraeketler için farklı araç türü gerekmektedir. Bu çeşitlilik içinde bisiklet uzun yıllardır unutulmuştur.Oysa gerek bireysel gerekse toplumsal yararlar sağlayan ve günlük yaşamımıza zenginlik kazandıran özellikleriyle kullanımı desteklenmesi gereken bir araçtır. Çevreye ve doğaya zaralı her hangi bir etkisi olmayan bireylerin spor ve rekreasyonel gereksinimlerini birarada sağlayan bir araç olarak bisikletin ulaşım planlamasında ele alıması gerekmektedir.
Kocaeli şehri bisikletin sağlayacağı faydaları kullanabilmelidir.Bisiklet gezme amaçlı olabileceği gibi iş, alış-veriş amaçlı harakatlerde de kullanılabilinir.Şehrin yöneticileri şehre maliyeti en az olacak biçimde geçiş düzenlemeleri yaparak bu kullanımı dahada özenli hale getirebilirler. Şehiriçi yollarda bisiklet için yeterli düzenlemelerin henüz yapılmamış olmasından dolyı kullanım sınırlı bir düzeyde kalmaktadır.ana geçitlerde belirlenmiş izler bisiklete ayrılabileceği gibi bazı yolların tamamıda bisiklet için düzenlenedilir.

İstanbul ulaşım sisteminde Topkapı ve Edirnekapı dan başlayarak Eminönü ne erişen hafif raylı sistemin yanında bisiklet yolları da düzenlenebilinir. Hafif raylı sistemin uztılma çalışmalarının sürdürüldüğü Eminönü –Kabataş hattında eğim açısından bisiklet kullanımını engelleyici koşullar yoktur.Maslak-Şişli-Taksim bağlantısıda aynı yaklaşımla düzenlenilebilinir. Bu geçitler yeterli genişlikte olduğundan iki adet iz araba trafiğine ayrılarak yolun diğer kısmı bisiklete uyğun düzenlenebilinir. Bisiklet gerektiğinde hızlanan bir araç olduğunda yaya yollarından ayrı bir bisiklet izi ayrımının yapılmasında kaza önleme açısından önemli yararları olacaktır.
Bisiklet otoparkları şehir içinde önemli boyutlarda yer gereksinimini ortaya çıkaracaktır.bu gereksinim şehirsel yapıya kayıp alanların kullanıma sokulmasıyla karşılanabilir. Şehiriçinde kayıp alanların değerlendirilmesi yoluyla maliyeti enaza indirilmiş bir ulaşım sağlamak mümkün olacaktır.Her yaş için ideal olan bu aracın kullanımının teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması diğer araçlar üzerindeki baskıyıda azaltacaktır.Bu düzenlemeler şehir içinde kaybolmuş alanların ortadan kaldırabileceği için şehir yaşantısını zenginleştirici olacaktır.
Bisiklet gerek kullanıcı gerekse şehir yöneticileri açısındanda maliyeti düşük bir araçtır.Bisiklet kullanıcının emniyeti açısından eğitimin de yapılması gerekmektedir.Trafik kuralları öğretilmeli ve küçük çoçuklar için iskan alanları arasında küçük alanlar tasarlanırken yaşlı kullanıcılar içinde emniyeti sağlayıcı gereken hassasiyet gösterilmelidir.
Her birey maliyeti düşük ve kendine ait bir ulaşım aracına sahip olabilecektir.Hareketliliği arttıracak olan bu koşullar diğer ulaşım araçları üzerindeki baskıyıda azaltıcaktır.Çoçuklar için açık havada oynama gençler için spor ve toplumsal bağlantıların güçlendirilmesi ve yaşlılar için açık havada bulunma şansı sağlanmış olacaktır.Kişiler arasında toplumlarında en fazla gereksinim duyulan umut sağlanmış olacaktır. Sağlanacak yararlar bütün toplumun olacaktır.

SONUÇ OLARAK

Karayollar trafik tüzüğüe göre gücü ile çevrilen pedal veya benzeri bir mekanizmayla hareket ettirilen ve devamlı olarak yre temas eden en fazla üç tekerleği bulunan motorsuz taşıtlara Bisiklet denir . Bisiklete binmek en basit mekanik ulaşım biçimidir.

Bisiklet günümüzdeki bu durumunu alıncaya kadar pekçok değişiklik geçirmiştir.Pedalın çeşitli makinelerde kullanımı bilinmesine karşın bir aracı ayak hareketi ile pedal gücüyle hareket ettirme düşüncesi çok geç ortaya atıldı .1645 ‘te Jean Theson adlı bir öğretmen bir krank mili (dirsekli bir kol )üzerine uygulanan ayak kuvvetiyle hareket ettirilen dört tekerlekli “atsız bir gezenti arabası “ yaptı. 1816’da Fransız Josep Nicephore Nieppe iki tekerlekli bir taşıt aracı yaptığında bu araca bir pedal düzeneği eklemeyi düşünmemişti. Binicinin ayaklarıyla yeri iterek yürüttüğü bu araca “ çabuk yürüyen” anlamında seleriped adı verildi .Daha gelişmiş bir model olarak Drezin yapıldığında son moda giyinen insanlar bindiği için “Züppe atı” olarak anılır olmuştur.
1839’da Kirkpatrick Macmillan adlı İskoç “züppe atı”na iki pedal ile iki krank ekleyerek arka tekerleği itici duruma getirdi . Binici ayaklarını pedallara dayayarak krankları öne ve arkaya sallıyor bu kranklara bağlı olan miller de arka tekerleği döndürüyordu. Bu araç öz itmeli olduğu için ilk gerçek bisiklet sayılmakla birlikte çok çabuk unutuldu ve bisikletin gelişmesinde önemli bir rol oynamadı.1861’de Fransız Pierre Michaux ve oğulları pedal kollarını doğrudan ön tekerleğin ortasına takarak önmeli bir gelişme sağladılar. 1867’de Paris sergisinde bu velosipet adıyla anılan tanınan bu araç temel ilkesi günümüze kadar değişmeden kalan ilk bisiklettir.
Yeni bir taşıt aracı olarak büyük ilği uyandıran bisiklet pahalı olmasına karşın 1890 ‘ larda Avrupa ve ABD ‘de hızlı bir şekilde yayıldı. Tatil günlerinde caddeler parklar ve köy yooları bisikletçilerle doluyor. İnsanlar işlerine bisikletle gidip geliyorlardı. Bisiklet spor olarak önce fransa’da başladı ilk resmi yarışma 1869 ‘da Paris ile Ronen arasıdaki toprak yolda yapıldı. Dünyada ilk bisiklet yarışının yapılmasını üzerinden tam kırk yıl geçmişti. 20 nci yüzyılın başında kullanımı azalmasıma karşın son yıllarda sağlığa yararlı bir ulaşım aracı olarak çevrelebilim uzmanlarının ve doktorların önerisiyle yeniden yayğınlaşmaya başlamıştır.

18 Aralık 2007 Salı

Muhammet Çeviker


Merhaba Sevgili Bisiklet Dostları;

Kocaeli bisikletinin yeni bir parlayan bisikletçisi olma yolunda sabırla ve emin adımlarla gelecekteki kariyerine eklenmek üzere önündeki basamakları ailesininde ona verdiği büyük destekle bir bir çıkan bu yıldız sporcumuz 2007 yılında dağ bisikleti ve yol bisikleti olamak üzere her iki branşta başarılı yarışmalar çıkarmasına ragmen bir çok teknik arızalardan dolayı kılpayı dereceleri kaçırmış olamakla beraber bir kısım yol müsabaklarında kulübümüzün imkansızlıklarından dolayı katılamadığından puanlamada çok derğerli punları alamamış ve genel klasmandaki yerini bulunduğu konumdan daha yukarılara çıkaramamıştır.Fakat yıl içerisindeki şu andaki puan cetvelindeki yerinin gerçekte böyle olamdığını fark eden değerli Bisiklet Teknik komite üyeleri ve Milli takımlar sorumluları bu sporcumuzdaki istikrarlı oluşunu farketmiş olucaklar'ki bunu değerlendirip sporcumuzuda ileriki yıllarda faydalanmak için 2007 yılı bisiklet milli takım genel hazırlık kampına(NİĞDE--Demirkazık)diğer umut vadeden genç ve yıldız sporcularımızla birlikte aralarına almışlardır. Kendilerine bu seçimlerinden teşekkür ederiz.Genç yetenek sporcumuz Muhammet'te hem kulübünü hemde kendisine bu değeri ve fırsatı veren bisiklet federasyonumuza çok çalışarak uzun yıllar Türk bisiklet sporuna uluslararası alanda başarılar kazandırmak için çok çalışacak ve kendisine güvenenleri mahçup etmeyecektir kanısını taşıyoruz.Bu dileklerimizden sonra sporcumuz Muhammede başarılı ve sağlıklı bir gelecek dilegiyle.
Hoşçakalın.

29 Kasım 2007 Perşembe

Kocaeli Üniversitesi Bisiklet Kulübü Gezisi



Merhaba sevgili bisiklet dostları;


Kısa adı KUBİK olan Kocaeli üniversitesi bisiklet kulübü üyesi bir grup bisiklet ve doğa sever öğrecilerimiz 18 kasım 2007 pazar günü bir araya gelerek daha öneceden belirlenmiş ve ilan edilmiş proğram dorultusunda yogun geçen iki haftalık sınav setreslerini bir nebze olsun üzerlerinde atmak ve zihinsel olarak rahatlamak için toplanarak çokta güzel bir güneşli kasım ayı pazargününde izmit merkeze yaklaşık 12 km lik bir uazaklıkta bulunan Akmeşe yolu üzerindeki Ketence baraj gölü ve çeveresine bisikletli gezi yapılmış ve bu geziye çeşitli üniversitemiz fakültelerinden 4 ü bayan -8 zi erkek toplam 12 bisiklet kulübü üyesi öğrencisi katılmış ve planan gezi etkinliği sorunsuz bir şekilde tamamlanmıştır.Bu yapay sulama göleti balıkçılık için çevresindeki meşelik alanıda piknik yapmaya çok müsait ve bisikletle ulaşılması kolay güzel bir doğası olan mesire yeridir.

Bu etkinlikten keyf alan üyelerimizin derslerinde zaman kaldıkça daha fazla etkinlikte bir araya gelmek için gayret gösterecekleri gezinin sonundaki fotoğroftaki gibi neşeli ve mutlu hall ve yüzlerinden belli oluyordu.Bir daha gezide buluşmak ve günün tatlı yorgunluğunu atmak bir başka gezi etkinliğinde buluşmak dilegiyle herkes kendi yuvasına ayrılmışlardır.

20 Kasım 2007 Salı

İşte Gerçek Spor Ortaklığı;

Türkiyede Üretim Yapan Otomobil Üreticilerinin dikkatine;
Skoda Auto avrupa otomobil üreticisi olan kurum 2004 yıldan itibaren İtalyan Fiat sponsorlugunda olan Efsanevi Fransa Bisiklet Turu(tour de france)ye sponsor olmuştu.Kurum yönetimi bu sponsorluk ortaklığından çok memnun kalmışlarki bu sponsorluklarını 2011 yılına kadar yani 4 yıl daha uzatma ve maddi destegide arttırma kararı almışlardır.Skoda Auto nın 2008 -2001 yıllarını kapsayan sponsorluk ortaklığı anlaşmasını Amaury Sport Organizasyon(A.S.O) şirketi ile imzalamış bulunmaktadır.(Takvim spor20kasım2007)
Bu arada ülkemizde üretim yapan otomobil üreticilerinin Türkiyeli ortakları ülkemizin en önemli bisiklet turu olan ve heryıl düzenli olarak İzmir-Alanya a rasında yapılan Uluslararası Cumhurbaşkalığı Türkiye bisiklet turuna neden sponsor olmazlar neden bilinmez.Çükünkü neden sporumuzu kulüplerimizi yöneten ve spor adına yapılacak maddi ve manevi bütün destekleri kendi menfaatleri yönünde tasarruf eden bilinçsiz yönetecilerin güvensizlik imajı yüzünden büyük sermaye sahibi kurum ve holdinğlerin sporumuza sponsorluk yapmak için yanaşmadıkları görülmektedir.
Saygılarımla.

12 Kasım 2007 Pazartesi

2007 Bisiklet Sezonu;

Merhaba Dostlar:

Evet 2007 yılı yarışma sezonu genelde diğer sezonlara göre biraz daha yogun geçti diyebiliriz.


Özellikle dag bisikleti dalında olimpiyatlara gidebilmek için büyük ugraş verildi stratejik olarak yurt içinde çok uluslararası dag bisikleti organizasyonu yapıldı bu ilavede avrupa dag bisikleti yapıldı ama burda alınan sonuçlarla olimpiyata gidebilme işi burda bana göre bitmişti birde bu duruma ilave olarak gerçek manada dag bisiklet sporcuları kulüpleşemedeginden dolayı ve mevcut güçlü iki kulübünde bu olaya kulüpler bazındaki katkısı hiç olmamıştır. Malum kulüplerimizin sporcuları bile müsabakalara milli takım olarak devletin ve bisiklet federasyonunun maddi katkıları ile yurt dışıdaki müsabakalara gitmişler ve ne yazıkki bu müsabaklarda Alanya Godciyt takımı gittiği bazı müsabakalara milli takım formaları ile değil kendi reklamlı kulüp formaları ile katılmışlardır ve bu konuda bisiklet federasyonu hiçbir işlem ve araştırma yapmamıştır.Bunda dolayıda sanırım dağ bisikletindeki teknik yönetimle bisiklet üst yönetimi arasında çatlak başlamış ve avprupa şampiyonasından sonrada dışlanmalar ve kopmalar başlamıştırzaten dag bisikletindede istenilen kulüp ve sporcu sayısının arttırılması yönünde bir gelişme olmadıgı gibi bu işi yapanlarda dışlanarak ve küstürülerek başlangıçtaki noktadan daha geriye düşülmüştür.Sanırım bu durum önümüzdeki yıl sonuna doğru yapılacak olan seçimlere kadar sürecektir.Fakat şu andaki tek adamlığa oynayan bundanda başarılı olan bey efendi bununda tedbirini almış görünmektedir son alanya mtb yarışmasında ilk defa müsabaklalara katılan farklı kulüplerin oldugunu görünüyor bu şu demek seçim stradejisini şimdiden kendilehlerine çevirmektir ve sanırım bundada başarılı olacaklardır geçen seneki sıkıntıya düşmemiş olacaklardır.


Yol bisikletinde de durum biraz daha farklı olarak kulüpleşmelerde bir sorunyok fakat kulüp idarecileri veya daha çok kulüp antrenörleri eski geneleneklerinden olacak herhakde kendi kişisel ve bölgesel menfaatlerini herzaman bisikletimizin geleceginden daha fazla ön planda aldıklarıdan bir türlü tek yumruk tek söz birliği ve tek çıkar etrafında bir türlü toplanamıyorlar ,toplandırılmıyorlar ki buda tek adamların ekmeğine yağ sürülmüş oluyor.


Müsabakalar açısından bakılırsa yol bisikletinde yine cumhurbaşaknlığı turu ve sonrasındaki yapılan müsabakalar birer egleceden başka birşey olamamıştır.Çünkü bu müsabakaların tarihleri öğrenci olan sporcularımızı etkilediğinden harcırahların zamanında ödenmediğinden müsabakalara katılım çok düşük olmuş sanki mahalleler arası bisiklet yarışması yapılıyormuş biği çok komik rakamlarda sporcu sayısı ile yapılmıştır.


Yıllardan beri bir şeklide yapılan bisikletin seyir olarak keyifli olan pist yarışmaları bu yıl bir türlü yapılamamış olması bir hayli düşündürücüdür.


Bir dünya ve balkan şampiyonalarına hala büyükler gitsinmi gitmesinmi tartışması yapılıyor.Bir bisikleti ayaga kaldırıp kulüpsayılarını ve sporcu sayımızı gerçek bir şekilde arttırabilsek rekabeti artırabilsek bisikletimizde kalite yükselecegibi çok yeni yetenek ve yıldız sporcu kazanmış olacagız.Okullara bisikleti sokacagız diyoruz ve istiyoruz fakat gelin görünkü ilköretim okullarımızdaki beden eiğitim ders saati düşürülüyor liselerimizdede son sınıflarda beden eğitimi dersi kaldırılıyor ve üstüne üstelik liseler dört yıla çıktı her şey özellikle zor şartlarda giden ferdi sporlarımızda daha bir çıkmazın içine giriyor.Birde bu duruma büyüklere geçtikten sonra herhangi bir üniversiteyide bitiren bisiklet sporcusunu bukez gelecek korkusu ve endişesi sarıyor ve bisikletçimiz en verimli olacağı 25-35 yaşları arasında daha hiç sporculuk yapmadan bisikletten kopmuş oluyor böylelikle bir veya birkaç yıldız sporcu kaybedildiği gibi ona harcanan paralar ve zaman ile emeklerde boşa gitmiş oluyor.Diyecegim bu yıl geçti gelecegimizi bu eksiklerimizi giderecek çalışmalar yaparak hazırlamak en akıllıca bir yol olacaktır.

Birde bisikletin görsel anlamdaçok hoş seyir özeeliği olan pist müsabakaları ne yazıkki bu yıl yapılmamıştır.Oysaki pistlerde daha çok müsabakalar yapıp insanları bisikleti tanımalari için pistlere çekebiliriz.Bir an önce planlı bir şekilde 2008 yılından itibaren pist yarışmalarınada gereken önemin verilmesini arzuluyoruz.

Tabiki federasyon başkanımızda herşeyi kurullara bıraktım gidin onlarla görüşün gibi o anı geçiştirici olmamalı çözüm üretmeli olaylara müdahalede bulunmalı.Buna mukabilde federasynunun kurulları özellikle teknik kurullar bir ahenk ve düzen içinde çalışmalıdırki tam bir çare üretim yeri olsun ve bundanda herkes mutlu olsun.


Birde buyıl uygulanan harcırah sitemi mutlaka daha etkili bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Birçok arkadaşımız sanırım bu ödemelerin zamanında yapılmamasından kaynaklan maddi sorunlarla karşılaştılar hatta bazı müsabaklara gidemediler bu durumdada sporcular olumsuz olarak etkilendilerve sonraki müsakalar ve gelecek yılki sezon için motivasyonlarını kaybettiler.
Onun için hak edilen harcırahlar mutlaka yarışmadan sonraki ilk hafta içinde mutlaka verilmeye çalışılmalıdır.


Birde son zamanlarda gündeme gelen federasyonumuza bir menajerlik getirilmesi olayı bu düşünde güzel ama uygulamada daha kendi aramızdaki birçok sorunu çözemediğimiz bir ortamda bunun nekadar yaralı olacağını tartışıp daha net bir karara varmalıyız fakat ilk etapta menajerlik siteminin milli takımlarımızın yurtdışı müsabakalara katılmasındaki bütün süreçte denenip tam olarak işleyişi faydaları kavranıldığında ,yerleştiğindede bir bütün olarak çalışması ortamı hazırlanmış ve altyapısı iyi ,saglam bir temele oturtulmuş olur.


Birde merkez hakem kurulunun buyıl hiçbirşekilde görev yapmadıgı kanatindeyim zaten bir çok sorunu altındaki kurullara bırakan sayın federasyon başkanımız bu hakem kurulunda belli bir iki kişinin agzından çıkan isimlerle müsabakalara ataması çok şık olmamış olup bu konuda kimsenin bir şikayetçi olmamasından dolayı kim senin başı agırmadı ama yapılan atamalar yanlış ve etik kurallara uymuyor Ayrıca özellikle dag bisikletinde hala hakemliği olmayanları hala hakemmiş gibi atamaktan inatla vazgeçmediklerini görülmüştür.


Çok meth edilen teknolji kullanımı olan çip uygulanmasını toplamda ortalama 25 sporcuyla yapılan bisiklet müsabakalarımızda gereğinden fazla abartıldı ve hakemlerimizi ve hakemlik meslegini hafife alma yönünde propaganda aracı olarak kullanıldığı kanısındayım.Çünkü avrupa bisiklet yol şampiyonsında ortalama 160 sporcunun yarıtığı bir müsabakada çip sistemi yoktu ve sonuçlarda grup finişi ile yapılmasına karşın sonuçları etkileyek bir durum ortaya çıkmadı sadece buduruma malum bir şehrimizin gelişmeye kapalı kafalı hakemleri yüzünden gelindiğinide lütfen kimse unutmasın.Normal şartlarda çok önemli işler yapabilen hakemlerimiz hep bölgecilik yapmaları yüzünden bir türlü gelişme kaydedemedikleri gibi şimdide kendi illerinde bile birkaç parçaya bölünmüş durumda gözüküyorlar ve burumdanda kurtulmalarıda daha uzun bir zaman sürecege benziyor.



Bu arada da Kocaeli Brisaspor Bisiklet takımınında ülkemiz adına yaptıkları ve uluslararası müsabakalarda kazandıkları başarılar ve dereceler Türk bisikletin puan hanesine yansımakta ama kulüp federasyonumuz ve il spor müdürlüğü tarafından manevi anlamda bile gereği gibi ödüllendirilemiyor bile ne yazıkki?

Sonuç olarak 2007 yılı bir şekilde bitirilmiş oldu,yukarıdada belirtiğimiz gibi birşeylerden dersler çıkartıp gelecegimizi zaten bir çok açıdan kısıtlı olan merhalelerle karşılaştığımızdan daha kolay aşarak en verimli bir şekilde degerlendirmek Türk bisiklet sporunun kurtulmasına yarayacak çalışmalar yaparak önümüzü acarak geleceğimizi daha sağlam temeller üzerine atmış olacagız.





saygılarımla,,

11 Kasım Dağ Bisikleti gezisi;


Merhaba Arkadaşlar,

12 KASIM Düzce depremi anısana düzenlediğimiz ve 2007 yılı bisiklet il temsilciğimiz faaliyet proğramında yer alan Dağ bisikleti gezisi 11 Kasım 2007 pazar günü planlanan proğram dogrultusunda yapıldı.
O gün sabah saat 09:00 da il kriz merkezinde toplam 23 bisiklet dostu doga sever insanlar toplandık.(fakatmazeretinden zorunlu olarak aramızda olamayan arkadaşlarımız hariç)Büyükşehir belediyesinden tahsis edilen bisikletleri taşımada kullanmak için kamyon ve katılımcıları taşımak içinde bir otobüs bizleri bekliyordu .bisikletleri kamyona yükleyip gezi başlangıcı olan yere doğru yola çıktık.Yolda bir çay ve kahvaltı molası verdikten sonra serindere köyüne ulaştık ve son kotrollerden sonra ve takip edilecek uyulacak gerekli bilgiler verildikten sonra tv 41 kameraları ve eskord leeplerimiz eşliğinde düşük tempoda geziye başladık ,planlandığı gibide eski köprü başı yeri olan ve adıda hacı ömer denilen mevkide tamamlandı. Bizi bekleyen otobüse tura devam edemiyecek olan tecrübesiz bisikelt sürücüleri bisikletleri ile otobüse binip diğer kocaeli gençlik spor kulübü bisiklet sporcuları grup halinde ve kodosk başkanı hakan tantanın jipinin eskortluğunda il kriz merkezine sorunsuz bir şekilde ulaşmaları ile gezimiz bitmiş oldu katılımcılara belge dagıtıldı bir dahaki gezide buluşmak temennisi ile proğram tamamlanmış oldu.

29 EKİM CUMHURİYET KUPASI




MERHABA BİSİKLET DOSTLARI;




Heryıl geleneksel olarak il temsilciligimiz faaliyet proğramında yer alan 29 Ekim cumhuriyet kupası bisiklet yarıması güzel bir havada izmit fuar içinde göl çevresinde genç bayanlarda 4 sporcumuzun katılı ile 8 tur üzerinden yapıldı .Diğer yarışmalar ise genç erkekler 91-92 doğumlular 12 tur ve 93-94 doğumlular 10 tur üzerinden yapıldı. müsabakaya toplam tüm kategorilerde 32 sporcumuz katıldılar.Yarışmalarda derceye girenlere spor il müdürlüğü tarafından madalya verildi. Müsabakalara sporcuların ailelerininde ilği götermesi organizasyonu düzenleyen yetykilileri memnun ettiği gibi göersel ve yazılı basınında konuya ayrıca ilği göstermesi bisiklet sporumuzun ilimizde daha geniş kitlelere tanıtılması ve yagınlaştırılmasına sagladığı katkı hiçde yadırganacak bir mesele degildir.Bu tür müsabakalar sürekli dag bisikleti ve yol bisikleti olarak planlandığı gibi yapılmaya devam edilecektir. Sayğılarımla

8 Ekim 2007 Pazartesi

Bisikletli Üniversite Kampüsü













Sevgili Bisiklet dostları;

Türkiyede ilk defa Kocaelinde Kocaeli Üniversitesi Merkez kampüsü olan Umuttepe deki merkezinde yeni bir uygulama 2007-2008 akademik yılıyla beraber kampüs içerisinde bisikletli ulaşımın başlatılması olmuştur.Bu uygulama üniversitede görevli tüm personel ve üniversite öğrencilerini ve ziyaretçileri kapsamaktadır.Projede başlangıç olarak bir ana bisiklet park merkezi üniversite kampüsü girişine konularak üç adette birbirine baglantılı değişik mesafededi fakülte ve okullara ortak yakınlıktaki küçük yardımcı biisklet park alanları oluşturuldu.Bu uygulama daki bisiklet merkezinde şimdilik 15 adet 26 jant halk bisikleti ve 15 adette kargo bisiklet (üç tekerlekli) mevcudu oluşturuldu.

Bu uygulamadan yararlanacak kişilere KUBİK (Kocaeli Üniversitesi Bisiklet kulübü)öğrencileri nöbetleşe eğitim ve bilğilendirme ile yardımcı olacaklardır.Ayrıca Bisikletlerin üzerlerine her kullanıcının rahatlıkla anlayacağı bir şekille göstermeli kullanım kılavuzu asılmış olacak ve kullanıcılardan bisikletleri kullanım esnasında kask takmlarıda güvelikleri ve sağlı olmaları için istenecektir.Bu şekilde de Kocaeli üniversitesinde bisiklet kültürü oluşmuş ve zamanla daha hada yaygın bir hale getirilmiş olacaktır.


Bu uygulamının Üniversitemizde başlatılmasına öncülük eden sayın prof.Sinan Özbek ve prof Yavuz Taşkıran 'a ve onların bu projelerine tüm desteklerini veren üniversitemiz rektörü sayın

Sezer Komsuoğlu na Kocaeli bisikletçileri olarak teşekkür eder saygılarımızı sunarım.





3 Ekim 2007 Çarşamba

Milli Takım Forma ve Malzemeleri

Merhaba,

Geçen günlerde bir internet sitesinin ikinci el bisiklet ve bisiklet malzemeleri bölümünde bir sporcumuza ve kendime ihtiyacım olan bisiklet malzemesi ararken karşıma çıkan satılık bisiklet milli takım forma ve taytlarının olması dikkatimi çekti.

Baktım satan kişi milli takım sporcusu degil milli bir sporcu olmamış fakat sanırım dağ bisikleti milli takımana zaman zaman masörlük(Masörlük belgesi varmı yokmu bilmiyorum ama tatışılır) yapan bir kişi çıkması beni şaşırttı doğrusu çünkü milli takım yarışma kıyafetleri sadece milli takım adına uluslararası müsabakalara katılacak sporculara belli bir zaman için zimmet karşılğında veririlir.

Bu zaman zarfında da sporculara ikinci kez (zorunlu haller dışında )Milli takım malzemeleri verilmez.Ayrıca milli takım adına müsabakaya katılın milli sporcularımız bu malzemeleri yurt içindeki müsabakalardada kullanmaları doğru değildir.Bukonuda Bisiklet federasyonu Bisiklet kulüplerini bir yazı ile uyarmasına ragmen pek etkili olamadığı görülmektedir.

Yanlız sitede milli takım malzemelerini satanbu kişinin bu malzemeleri nasıl temin ettiğide bir soru işaretdir.Büyük ihtimalle dağ bisikleti sporcularındanda düşük fiyatla almış olma ihtimalide vardır.


Bisiklet federasyonun bu konunun üzerinde titizlikle duracağını umuyor, saygılar sunuyorum.

22 Eylül 2007 Cumartesi

Bisiklet Yaz Sonu Pikniği


Kocaeli Gençlik Spor Kulübü :


Yıldız erkekler ve genç bayanlar ile yaz spor okulumuzdan bir grup bisiklet sporcularımızla
02 EYLÜL 2007 pazar günü bir deniz otobüsü seyahati ile karşı sahilin güzel köylerinden Ulaşlı da bir balık ziyafetli piknik gerçekleştirilmiş olup bu güzel günümüze katılan sporcularımıza çok teşekkürler ediyoruz.

Sanırım bu tür etkinliklerin yoğun okul,dershane ve antrenmanlardan biraz olsun sporculararsındaki kaynaşmanın daha sağlıklı birşekilde ve olmasına ayrıcada bir nebze olsun geğişik bir ortamda farklı bir aktivite ile streste atmak için iyibir etkinlik olarak arşivimize bir anı olarakta katmış bulunuyoruz.
Birdahaki etkinlikte tekrar beraber olmak dileği ile ,



Saygılarımızla.




Kocaeli Geçlik ve Spor Kulübü

17 Eylül 2007 Pazartesi

MTB DÜNYA ŞAMPİYONASI -ULUSLARARASI ZAFER TURU VE MEVLANA TURU

MERHABA SEVGİLİ BİSİKLET DOSTLARI:

Bu yıl ülkemizde yapılan Uluslararası zafer turu ve Mevlana bisiklet turlarının federasyon tarafından UCİ takvimine konulması Türk bisikletçiliğinin gelişmesi ve performansının artırılması için olumlu bir çalışma idi.Fakat organizasyonun çok düşük katılım ile olması biraz kendi kendimize yarışmak olgusundan kaynaklanan ve birkaç puan olsun bizim olsun matığı ile daha önceki yazılarımızdada belirtiğimiz gibi günü kurtarmak adına yapılmış biraz basit çok çılız birer organizasyon olarak kalmış olması üzücü olmuş ve hala Konya bisikletçiliğini bitiren o malum ileriyi hiçbir zaman görememiş kişi ve aynı kafa ve zihniyettiki kişilerin sayın başkanın etrafından ayrılmadıkları ve başkanın ipleri eline almadıkça hiçbir ilerleme ve gelişme olmayacagı gibi bütün hedeflerdende sapılacagı gerçeği meydana gelmektedir.
Ayrıca bu iki uluslararası bisiklet turlarında milli takımımızın takım ve bireysel olarak aldıkları dereceler türk bisikletinin malum yukarıda bahsettiğim yöneticilerden kurtarılmadıkça bir yerlere gelmesi getirilmesi mümkün olmadığı gibi
Türkiye deki bir Bisiklet takımının da önünde asla yer alamayacaklardır.
çünkü herşey yönetim anlayışından kaynaklanıyor.Bukadar emek ve bütçe ile Cumhurbaşkanlığı dahil bu bahsettiğim Bisiklet turları da dahil hala Kocaeli Brisaspor Bisiklet Takımının arkasında kalıyorsanız sizin bisiklet sporuna verbilecek birşeyiniz yok demektir.

Ayrıca Dünya MTB şampiyonasında Brisapor kulübü sporcusu Mustafa SAYAR ın götürül meyişide seçiçilik ve spor etiği açısından utanılacak bir durumdur.Bukadar formda olan bir sporcuyu ve bunun gibi başka zamanlarda başka sporculara yapılmış olan bu durumu üzüntüyle kabul etmiyor bu yanlışın bir daha tekrar etmemesini umuyoruz.
Bu olayın ilğin olan tarafı genç sporcuların adı geçen müsabakaya götürümleyecek diyilerek konun bilinçli olarak gündemden uzak kalmasının sağlanmış olmasıdır.

12 Eylül 2007 Çarşamba

Karadeniz Yarışması

K.A.P.Karadeniz Kupası Bisiklet Yarışması :
Sevgili Bisiklet dostları herne kadar ben ve birkaç ilin kulüpleri adı geçen müsabakanın trarihlerinin keyfi olarak değiştirilmesi ve değiştirlen bu tarihlerin içinde neler oldugunu bilmeden ilan eden ve karar alan teknik kurul üyelerini tebrik etmek istiyorum yaptıkları iş kendi bindiğimiz dalı kesmekten başka bir iş degildi.Çünkü ısrarla bu tarihler içerisinde okul ön kayıt yetenek ve sınıf geçme sınavlarının örtüştüğü bir tarih be başkabir ilde bşkabir uluslararası müsabakanın olduğu ve daha önceden ilan edildiği tarihlere denk geldiği yazılı olarak bisiklet federasyonuna bildirilmesine ragmen federasyon bu konuda hiçbirşey yapmamış ve girişimdedahi bulunmamıştır.Neyazıkki buda türk yol bisikletçiliğini bitirmek için yemin etmiş ve şuanda birkısım yetkileri elinde bulunduranların ekmeğine yağ sürmüştür.Bu konuda emek veren biz yetiştiricilerin kendi menfaatlerimizden vazgeçerek bir an önce toparlanmalı ve türk bisiklet sporunu hakettiği yerlere hep beraber taşımalıyız.adı geçen müsabakada bu şartlar altında yapılınca ortaya çok vahim bir durum olan sporcu katılımı ile gerçekleşmiş (52)ne düzeyde oldugumuzuda bizlere göstermiştir.Türkiyede bu kadar sporcu ile adı geçen başarılı sporculara ulaşmak gerçek manada olmacakve zaman ve maddi kayıpların artması veya heba olması demektir.İlk önce toparlanmalı kulüpleri güçlendirmelisporcuların önünü görebilecekleri bir vitrin gelecek güvencesi oluşturulmalı ki türk bisiklet sporunugerçek manada hakettiği yerelere hepberaber taşımalı ve yükseştmeliyiz. Aynı şekilde biz bisiklet sporcusu yetiştiricisi antrenörlere çok önemli ketkıları olcagını düşündüğümüz sempozyumunda hiç kimseye danışılmadan alınan bir tarih kararıyla ne yazıkki sadece üniversite öğretim elemanlarına bir ders olmaktan daha öteye gidememiştir.Butür tarih ve zamanlama yarışmaların tarihlerinin çakıştırılması sporcuların bir kategoride yarışmaya zorlanmasıdan vazgeçilmesi ,daha detaylı ve titizliklebelirlenmiş tarihler seçilmesi ve kimsenin bu yüzden emeklerinin boşa gitmemesinin sağlanması dileği ile saygılarımla,hoşçakalın.

10 Eylül 2007 Pazartesi

30 Ağustos 2007 Perşembe

Senem GÜLER


Kocaeli Brisaspor Kulübü Sporcusu

Kocaeli nin Bisikletteki gururu olan sporcumuz Yol ve Dağ bisikletinin ve Türkiyedeki en yetenekli ve entecrübeli sporcusu kategoriside 2007 yılı Türkiye Şampiyonu ve diger birçok yurt içi ve dışı dag bisikletinde çeşitli dereceleri olan ,aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitim ve Spor Öğretmenliği Mezunu sporcumuz 2008 olimpiyatlarına dağ bisikleti dalında katılmak için yoluna emin adımlarla ilerlemekte olan senem e kulübünden, federasyondan, ailesi ile tüm arkadaşları ve sevenleri tarafından desteklenmektedir.
Kendisin tebrik ediyor ve başarılarının artarak devam etirmesini diliyoruz.





Bisiklet Cambazı :





Bisiklet Anıları :

Türk Bisikletinin Geleceği ve En Büyük Gururu Kocaeli Brisaspor Bisiklet Takımı:

Kocaeli Brisaspor Bisiklet Takımı

1978 te kurulan takımımız Sabancı Holding kuruluşunun temsil edildiği tek spor branşı olma özelliğine sahip olan kulübümüz bünyesine 3 yabacı sporcu ve bir yabancı antrenör 30 a yakın türk sporcu (Büyük-genç-yıldız-bayan -ve dag bisikleti kategorilerinde olmak üzere)ile Türkiyede ve uluslararası müsabakalara katılmatadır.Kulübümüz Brisa a.ş.yönetim prensip ve ilkeleri doğrultusu ve anlayışı ile Yurt içinde ve Yurt dışında bir çok başarıları elde etmiş ve daha ilerilere daha büyük başarılarıda mevcut gurur tablosuna katmak için tüm şiket,kulüp yönetimi ve teknik heyet büyük çaba harcamaktadır.
Dilegimiz Bisiklet federasyonumuzunda destegi ile Kocaeli Brisaspor Bisiklet Kulübü gibi Bisiklet kulüplerimizin çoğalmasıdır.

1993 Bisiklet Dünya Yol Şampiyonası :

18 Ağustos 2007 Cumartesi

2007 Avrupa MTB Şampiyonası Göreme


Sevgili Bisiklet Dostları.
2007 Avrupa MTB (Dagbisikleti)yarışması ülkemizde düzenlenmiş olması oldukça sevindirici fakat şu andaki bisiklet yönetiminin va anlayışının elinde yapılan bir organizasyon olarak sonderece eksik olarak yapılması biz Türkiyenin her açıdan genel kaderimidir nedir günü kurtarmak için yapılmış bir organizasyon olarak gerçekleştirilmiştir.
Yarışma Türkiyede Yapılmasına ragmen Parkur son bir hafta da netlik kazanmış sporcularımız gerekeli parkur teknik çalışmalarını ancak o zamandan sonra yapabilmişler ve bu da yeterli olmamaşıtır.Bunun sonucuda yarışmaya yansımış ve sporcularımızdan beklediğimiz puan yada puanlar gelmemiştir.Hemde bazı avrupa ülkeleri bu müsakalara gerekli ilğiyi göstermeyip katılmamışlardır .Çünkü geçenyıl yapılan Avrupa mtb şampiyonasına katılan sporcu sayısıyla ülkemizdeki arasında %50 kadar az katılım olmuştur. Buda organizasyonun eksik ve bir bütün olarak organize bir şekilde çalışmamasından ve orada işlerin sanırım hepsinin Teknik komite üyesi gürol Çaydaş 'a kalmasından ve yetki karmaşasından kaynaklanmıştır.
Birde Hem Mtb ve hemde Cumhurbaşkanlığı TürkiyeBisiklet turunda ve diğer yurt dışı müsabakalarda Bisiklet Milli Takımımızın formalarınıdaki reklamın gereginden fazla abartılarak yapıldığı ve formalarda Türk Bisiklet Milli takım sporcusu olduğu ikinci planda kalmış olması bizdeki herşeyin abartıldıgı gerçegini birkez daha ortaya koymuştur ve derhal bu reklamların makul düzeye çekilmesi gerekmekte Türkiye ülkemiz daha fazla ön plana çıkartılmalı.
Ayrıca bu formayı giymeye hakkazanan sporcularımızın ülke içindeki müsabakalarda giyilmesine müsaade edilmemelidir.
Sonuç itibarıyla hem yol hemde dag bisikletinde kulüp sayıları artırcı çalışmalar yapılmalı kulüplerin önlerini açmalı ve onları teşvik edici organizasyonlar düzenlemeler yapılmalı ki sporcu sayımızın artarak kendi aramızdaki rekabetin artmasına buda sporcularımızın ve kulüpleri
mizin performasnlarının artmasına sebep olacaktır.
Yoksa Dünya ve Avrupa şampiyonalarını ülkemizde düzenlemek oralarda yarışacak yeterli ve kaliteli sporcumuz olmadığı takdirde başkalarına antrenman bedava antrenman yaptırmak
ve onları seyretmekten başkabir işe yaramıyacaktır.
saygılarımla.



Bisiklet Yarış Görüntüsü :

Kocaeli Bisiklet Tarihi

OSMANLI’DA BİSİKLET
Dünyada tejknolojik gelişmeler ve yeniliklerin halkın tüketimine sunulması ve
heryerde yayılması seri üretim yapabilen endüstri kuruluşlarının yıllar süren çabaları ile meydana gelmiştir.
İleri batı ülkelrinde meydana gelen yeniliklerin tüm dünyaya yayılması kolay olmamış, her ülkenin bu tür degişik yeniliklere tepkileri farklı olmuştur.
II Abdülhamit ‘in 33 yıllık yönetimi süresince birçok yeni düşünce akımları ve teknolojik yenilikler meydana gelmiştir.
Bisklet ve bisiklet sporu 1870 ‘li yıllarda Avrupada yagınlaştığı ve bütün dünyaya hızla yayıldıgı halde Osmanlı topraklarında II. Meşrutiyet ‘e kadar girememiştir.
Batı ülkelerinde yeni geliştirilen teknolojik buluşların ve yeniliklerin hemen hepsinin
Osmanlı topraklarına girişinde büyük sorunlar yaşanmıştır. Hemen hepsinin de ayrı ayrı birer
Öyküleri oluşmuştur.
“Bisiklet”denilen alette diğer teknolojik buluşlar gibi Osmanlı Devletinde uzun yıllar “Gavur icadı “olarak kabul edilmişti.
Osmanlı devleti topraklarında bisikletin ilk görülüşü , Avrupadan yola çıkan bisikletli gezginlerin Anadolu turları sırasındadır.Yabancı ülke elçiliklerindeki görevlilerin ailelerinin
Ve kapitülasyon korumasındaki müslüman olmayan azınlıkların çocuklarının İstanbul’da serbestçe bisiklet kulanmaktaydılar.Yabancı ülkelerin Osmanlı toprakları içerisinde bulunan kolejleri ve misyoner okullarının öğrencileride rahatlıkla bisiklet kulanabilmekte ve bisiklet sporu yapabilmekteydiler.
Osmanlı ‘da ilk bisiklet yarışmaları Avrupa’da düzenlendikten yaklaşıkolarak sonra
ancak yapılabilmeye başlanmıştır.Meşrutiyet yıllarında Selanik’te düzenlenen bir kaç yapılabilmiştir.
Osmanlı devleti’nde bisiklet sıradan yaşamına birtürlü girememiş ,müslüman olmayan azınlıkların ,İstanbul ‘daki zenginlerin ,paşazadelerin kendi konaklarının veya özel bahçe mülklerinin içerisinde kullanılan birtür değişik zengin oyuncağı olarak kullanılmaktan öteye gidememiştir.

CUMHURİYET YILLARINDA KOCAELİN’DE BİSİKLET SPORU
Cumhuriyet kuruldugu yıllarda Türk gençlerinin serbestçe değişik spor faaliyetlerini yapabilecekleri bir döneminde başlangıcı olmuştu.Atatürk’ün önderliğinde yapılan yenilikler ve cumhuriyet yönetimi türk gençliğinin önünü açmıştı.Bu bağlamda Bisiklet sporuda ilk kez bu yıllarda sıradan Türk halkının çocukları tarafından yapılabilecek bir hale getirilmişti.
KOCAELİ AKYEŞİL SPOR KULÜBÜ’NÜN İLK BİSİKLETÇİLERİ
Koceli bölgesinde Cumhuriyetin ilk yıllarında izmitli gençlerin kurmuş olduğu spor kulüplerinden “ittihat spor “ ve daha sonraki yıllarda “akyeşil spor”kulübünün bisiklet şubesi bulunmaktaydı.Kocaeli Akyeşilspor kulübü Türkiye çapında bisikletçileri kendisi yetiştirdiği gibi onlara sahipte çıkıyordu.1927 yılında düzenlenen bisiklet sporundaki ilk milli bisiklet müsabakaları İstanbul Taksim stadında düzenlenmişti.1928 yılında Amsterdam ‘da yapılacak olan olimpiyatlara katılan ve dört kişiden oluşan bisiklet milli takımımızda izmitten bisikletçimiz Yunus Nüzhet Onat ‘da bulunmaktaydı .

İzmit’te kurulan Akyeşil spor kulübünde ve Türk bisiklet sporu tarihinde başarıyla öne çıkan isimlerden biriyde milli bisikletçimiz Orhan Suda ‘dır.İzmitli bisikletçi Orhan, önemli başarılara imza atmıştır.1934 yılında Türkiye bisiklet yarışmalarında mukavemet üçüncüsü olmuştur.Aynı yarışmada ise Yunus Nüzhet bisiklet sürat yarışmasında Türkiye ikincisi olmuştur.1936 yılı Berlin olimpiyatlarına katılan Orhan Suda başarılı sayılabilecek sonuçlar almıştır.Avrupa’da, Balkanlar’da Türkiyenin adınıduyuran Orhan Suda ,Rusyada yapılan bisiklet yarışmalarında Dünya ikincisi olmuştur.Cumhuriyetin daha ilk yıllarında Kocaeli bölgesinde asfalt yol bulunmadığı bir devirde izmitli bisiklet sporunu seven gençler bu bisiklet sporuna büyük ilği ve sevgiyle bağlanmışlardır.
Kocaeli halkı da izmitli bisiklet sporcularını büyük bir ilği ve merakla takip etmekte ve alınanb aşarılı sonuçlardan gurur duymaktaydılar.
1936 yıllarında izmit çevresindeki yollarda bisiklet sporcuları olimpiyatlara hazırlanmaktaydı.İzmitli bisikletçimizOrhan Suda bu yıllarda sık sık ulusal basında ismi geçmekteydi.Spor postası adlı spor dergisi 22 Haziran 1936 da İzmitli Akyeşil spor kulübü bisikletçisi Orhan Suda ilğili satırlarında şu cümlelere yer vermişti.

İZMİTTEN AKYEŞİLLİ ORHAN


“Ajans telgrafları ,Ankara sporunda bahsederken ,bisikletçi Orhan adına çok sık rastlamak tesadüf edilmemektedir.Geçen sene Romanya Bisiklet turuna iştirak etmek suretiyle parlak bir başarı ve gelecek göstermiş olan Orhan Suda ,İzmit Akyeşil spor kulübü bisikletçisidir.Yaşı henüz küçük olan Orhan Bisklete karşı gösterdiği çok derin sevgi ile Akyeşil idarecilerinin dikkatlerini üzerine toplamış ve yine akyeşil ‘in uluslararası bisikletçilerinden Yunus Nüzhetin antrenörlüğü altında antranmanlarını yapmıştır.Orhan bir iki yıl içerisinde enerjik ve fedakarane çalışmaları neticesinde Türkiyenin en seçkin bisiklet sporcuları arasına yükselmiş ve bu defa da olimpiyatlara gönderilecek Türk bisikletçileri arasında yapılan milli takımın Ankaradaki kampına girmeyi başardı.Ankaradan gelen haberler Yanlız Akyeşilli arkadaşlarını değil baştan başa izmit halkını da çok yakından alakadar ederek sevindirmekteydiKuvetle umuyoruzki bu sevinç olimpiyatların neticesinde yanlız izmite münhasır kalmayarak baştan başa bütün Türkiyeyi sevindirecektir.(Cevdet Baykal,Spor Postası 22 Haziran 1936S-11)
1936’DA KOCAELİN’DE BİSİKLET TURU
1936 Yılı Kocaeli deki sor yaşamının en aktif yaşandıgı bir yıl olmuştu.Kocaeli bölgesinde ajanlıklara bölünmüş her spor branşında bir başkan seçilerek yeni bölge heyetleri oluşturulmuştur.Bisiklet sporu branşında Ak yeşil spor kulübünden Yunus Nüzhet Onat Kocaeli bölgesi bisiklet sporu ajanı seçilmiştir.1936 da Kocaeli deki bisiklet sporundaki faaliyetleri türk spor kurumu dergiside şu şekilde yazılmıştı.
“Bisiklet ajanlığı yeni bir çalışma proğramı hazırlanmış ve mevcut elemanları mıntıka birinciliklerine hazırlık idmanlarına muntazam bir sürette Türkiye bisiklet sürat şampiyonu Yunus un nezareti altında başlamış bulunmaktadır.Mıntıka eylül ayı içerisinde muhtelif bisiklet müsabakaları tertit etmiştir.Aynı zamanda A takımdan 2 tane ve B takımından 2 kişiden oluşan bir takımında komşu bölgelerde tertip olunacak bisiklet ayrışmalarına katılmaları kararlaştırılmıştır.(Türk spor dergisiS-4/529,8,1936

İZMİTLİ BİSİKLETÇİLERİN BURSA SEYAHATİ

İzmitli bisiklet sporcuları faaliyet gösterdikleri sporun her dalında komşu sporcu arkadaşlarıyla her zaman yakın bir ilişki ve dostluk kurmuş 1923-1924 yıllarından başlayarak
Bursa gibi yakın şehirlere bisiklet gezisi ve ziyaretleri düzenlemişlerdir.Bu ziyaretlerde çeşitli spor branşlarında dosluk karşılaşmaları yapılmıştır.Spor porstası adlı spor dergisinde Kocaeli bölgesi spor haberlerini yazanCevdet Yakup Baykal 1936 yılında Kocaeli bölgesi bisiklet sporcularının Bursa ya yapmış oldugu ziyaretlerini şöyle kaleme almıştır.
“İzmt Ak Yeşil sporun Berlin olimpiyatlarına ve Rusya seyahatlerine iştirak eden ünlü bisikletçisi Orhan ın başkanlığında biri İdman Yurdundan ve dördü Ak yeşil spor kulübünden olmak üzere toplam 5 bisikletçi Bursa seyehatine çıkmışlardı.Bu seyehat 180 km mesafade idi.Bisiklet sporcuları İzmit-Karamürsel-Yalova –Ohangazi –Gemlik yolu ile Bursaya gittiler.Seyehatleri çok güzel ve eglenceli geçmiş,gittikleri heryerde ve yerel memleket gençliğinden ve büyüklerinden ilği alaka ve yardım görmüşlerdir.Bursada üç gün kalan İzmit bisikletçileri oradan Bekir isminde bir bisikletçi ile bir müsabaka tertip etmek arzusunu besliyorlardı.Bekir in Eskişehirde bulunuşu bu arzularının yerine getirilmesine oyıl için fırsat vermemiştir.İzmitli bisikletçiler önceki gün şehrimize döndüler ve arkadaşları tarafından parlak bir tören şeklinde karşılandılar.(spor postası-16 kasım1936S-10-11 )

1937’DE BURSALI BİSİKLETÇİLER İZMİT’TE
1936 yılında izmitli bisikletçilerin Bursaya yapmış oldukları gezisine Bursalı bisikletçiler 1937 de yaıt vermişlerdi. Marmar turuna çıkan Bursa bölgesi bisikletçileri izmite ugramış ve izmitli bisikletçilerin konukları olmuşlardı.Kocaeli de bu ziyaret sırasında müsabakalar düzenlenmişti.Türk spor kurumu dergisi bu geziyi okurlarına şöyle duyurmuştu.”Marmara turuna çıkan Bursalı bisikletçiler turlarını bitirerek İstanbul yolundan izmite geldiler.Ajanlıkça hafta içinde Kocaeli bisikletçileri ile Bursalı misafir bisikletçiler arasında 22 km lik bir müsabaka tertip edilmiştir.Bu müsbakaya Bursadan Faruk-Hikmet-Hüsamettin-İzmitten Vahdet –İbrahim-ve mithat iştirak ettiler yarışmayı 49 dk da vahdet birinci İbrahim (sprinte lastiği patlayarak ) ikinci Bursadan hikmet de üçüncü olmuşlardı.Takım puanları izmit bölgesi 13—Bursa Bölgesi de 8 puan almıştır.Bu yarışmanın ilk rövanşı Ekim de Bursa da yine iki takım arasında yapılması kararlaştırılmıştır.
KOCAELİ BİSİKLETÇİLERİ ANKARA’DA
Kocaelili bisikletçilerin antrenman sahası izmitin cadde ve sokakları arnavut kaldırımlı kesme taş zeminli tozlu topraklı yollarıydı.Asfalt yol Kocaeli bölgesi ve çevresinde yok denecek kadar azdı.Kocaelili bisikletçiler bu yollarda bisiklet sporunu öğrenmiş bu tozlu topraklı yokuşlu yollarda antrenmanlar yaparak Türkiyeyi olimpiyatlarda temsiledecek yetenekteki sporcular olarak adlarını Türk bisiklet sporu tarihine yazdırmayı başarmışlardır.
1937 yılında Kocaeli bisikletçileri Ankarada Ankaralı bisikletçiler ile karşılaşmış fakat başarılı olamamışlardır.Bunun en önemli nedenlerinden biri Ankaranın düzgün asfalt yollarında Kocaelili bisikletçilerinin alışık olmayışı idi .Türk Spor Kurumu Dergisi Ankarada yapılan bu bisiklet müsabakasını sayfalarına şu şekilde yazmıştı.

ANKARA—KOCAELİ BİSİKLET YARIŞMASI
“Kocaeli bölgesi bisikletçileri dün dörder kişilik bisiklet takımlarıyla senenin ilk bölge temasını yaptılar.yarışma Akköprü-Çiftlik asfalt yolunda 4 kez gidip gelme suretiyle toplam 52 km lik bir mesafe üzerinden yapıldı.Yarışma başlar başlamaz daha teknik olan Ankara takımı toplu bir halde rakip kuvveti artmak üzere başa geçmiş ve süratini en azamiye çıkartarakilerlemeye başlamışlardır.Buna mukabil Kocaeli bisiklet takımı aynı taktiği takib ederek ankara takımını takip edecegi beklenirken kaçan Ankara takımını tutmak için bu dört Kocaelili bisikletçi dagınık bir halde Ankara takımını takip etmesi beklenirken koşan takımı tutmak için bu dört koşucu dagınık bir halde Ankara takımını peşine düşmüş bir halde ve dört km sonra bu hal fena bir vaziyet alarak her birinin arasındaki mesafeler 50 şer ve yüz er metreyi bulmuşturki Ankara takımı yarışmanın son yüz metresine kadar hep bir arada gelmiş ve son sprintte Faruk Birinci ,İsmail ikinci ,Yakup üçüncü ,Nuri Kuş dördüncü ve bunlardan 11 dk sonra Kocaeliden İbrahim beşinci gelmiştir.Kocaelinin diger koşucularından Vahdet lastiği patladığından yarışmayı terk etmiş ve Mithat ve Kadri de kırkıncı km de düşürek yarışma harici kalmışlardır.Bu müsabaka sonucunda Takımlar şu şakilde tesbit edilmişti.Ankara;Faruk-Nuri Kuş-Yakup-İsmail.Kocaeli Kadri-Mithat-İbrahim-Vahdet Kocaeli takımını getiren milli takım bisikletçilerinden Orhan Suda spor muhabirimizin yarışma hakkındaki düşüncelerinin ne olduğunu sorduğunda é-Biz kendimizi çok kuvvetli görüyorduk ve yarışıda kazanacagımıza hiç şüphe etmiyordum.Fakat sonuç tamamıylaaksi çıkmıştır.Ankara bisikletçilerini kendimize nazaran çok daha teknik buldum Aramızdaki zaman farkının 11 dk olmanasının nedeni kanaatimce şudur.Bizim çocuklar bozuk yollarda çalışıyorlar.Buna mukabil Ankaralılar asfalt yollarda çalışıyorlar.İşte bunun neticesindedirki Ankaralı bisikletçiler bize nazaran daha muntazam ve daha seri pedal çeviriyolar fakat biz bunu düşündüğümüzden çok daha fazlabulduk.(Türk Spor Kurumu dergisiS.44 3.5.1937)Bu tarihten sonra taki 1978 yılana kadar kocaeli bisikletçileri çeşitli mahalli yaşamı uzun olmayan spor kulüplerinde ve beden terbiyesi dediğimiz bölge takımı adı altında çalışmalarını kendi imkanları ölçüsünde devam ettirdiler.Bu arada gelecek vadeden kocaelili bisiklet sporcuları istanbul daki bisiklet kulüplerinde spor yaşantılarını sürdürmüşlerdir.(Bu sporcularınmızın bir kısmının isimleri ana sayfadaki milli sporcular listesinde bulunmaktadır.
Ayrıca Kocaeli ve türk sporuna bisiklet tarihine adı altın harflerle yazdıracak,türk bisikletine yönverecek olan lassa spor bisiklet takımının 1978 yılında kurulması ile kocaeli bisikleti bir araya toplanmıştır.(NOT:bu kulübümüz daha sonra ismini Brisaspor olarak değiştirmiş Sabancı Holdinğ' in tek spor branşı olarak çalışmalara devam etmiştir).Bu tarihten sonra kocaeli ve türk bisikletinde çok şeyler değişmiştir.Takım ve ferdi Türkiye şampiyonluklarına 2009 defaatle kazanmışlardır.Cumhur başkanlığı Türkiye bisiklet turunu 2000-2007 yılları arasında 7 kez takım 5 kez de genel ferdi olarak kazanmışlardır.İlimizden bu külübümüzünde antrenörlüğünü yapan HASAN SERT-OSMAN ALEV-TAMER VURAL -MEHMET BOZDEMİR- zaman zaman türk bisiklet milli takımımıza antrenör olarak hizmet vermişlerdir.Ayrıca türkiyede 1998 yılnda boluda ilk yapılan Dağbisiklet Türkiye şampiyonasında bölge antrenörü Mehmet BOZDEMİR Türkiye şampiyonu olmuş olup dağ bisikleti branşındada Daha önceki yıllarda ilimiz sporcusu olup olimpiyatlara katılan ORHAN SUDA(1936 BERLİN ve 1948 LONDRA)(1928 AMSTERDAM)-YUNUS NÜZHET ONAT(1928 AMSTERDAM) MUZAFFER ÖZTÜRK-1972-MÜNİH)Kocaeli Brisaspor kulübü sporcusu Bilal AKGÜL 2008 PEKİN olimpiyatlarında ülkemizi temsil etmişlerdir.Ayrıca ilimizde 1981 yılında Atatürkün doğumunun 100 nci yılı nedeniyle uluslararası tur düzenlenmiş fakat devamı getirilememiştir.1998 yılında türk bisikletinde ilkez kocaeli brisaspor kulübü yabancı antrenör ve sporcu ile müsabakalara katılmıştır.
İLİMİZİN SON DÖNEM BİSİKLET İLE İLĞİLİ DEĞERLİ İSİMLERİ:
-ORHAN SUDA: 1916 yılında doğdubisiklete 1933 yılında başladı.1936 ve 1948 olimpiyatlarına katılan bisiklet milli takımında yer aldı. 1942 de istanbul-edirne-istanbul yarışını kazandı.1937 de moskova yarışmasında 2nci oldu.1940 yılın balkan 2ncisi oldu.bisiklet kocaeli ajanlığı ,bisiklet federasyonu as başkanlığı görevlerinde bulundu.türk bisikletinin en önemli isimlerinden oldu.
-YUNUS NÜZHET UNAT:(d. 1908 - ö. 27 Temmuz 1999), Kocaelili bisikletçi ,11 dönem millit vekili ve türk tiyatro su ilk oyun yazara.1928 amstredam olimpiyatların da bisiklet milli takımında ülkemizi temsil etti.
KUDRET ER/Türk bisikletinin geçmişini ve kendisini anlatıyor. Kocaeli bisiklet döneminin başarılı pedallarından biri,federasyon teknik kurullarında görev aldı ,Kocaeli bisiklet il ajanlığı yaptı1975, Hasan Sert, Muzaffer Öztürk, Osman Alev ,Faruk şeker vs. isimleri bisiklet sporuna kazandırdı. “O günlerde başka güzeldi, belki birçok şey eksikti ama yine de ayrı bir güzelliği vardı. Mesela o zamanlar güreşçi mayosu giyerdik, formadan bahsetmek ise mümkün değildi. Bayo lastik kullanıyorduk. Bayo lastiğin derdi büyüktü. Niye? Burulmuyordu. İlk lastiği taşıdığımızda sekiz yapıp omzumuza takıyorduk. Sonra sonra Avrupalılardan görerek selenin arkasına bağlamayı öğrendik. Katlayıp ikiz yapıyorduk, bir bez doluyorduk etrafına, karpiye kayışıyla sıkıyorduk sonrasında. Lastiğin mi patladı, al o yedeği sırtına, tak yenisini. Yarışlarda kendi patlağımızı kendimiz tamir ederdik, takım arabası yoktu. Zaten takım da yoktu, bireysel yarışırdık. Takım arabası olsaydı ne olurdu o da ayrı bir konu, bize vereceği bir yedek jant yoktu ki. Jant demişken, hatta o dönemlerde bende tahta jant vardı. Antrenmanlarda kullanıyordum. O da İtalya’dan geldi. Zaten Türkiye’de jant yapan yoktu halen de yok.” dedi. Oldukça güleç yüzlü 86 yaşında biriyle sohbet etmek her zaman başıma gelen olaylardan biri değildi. Karşımda Kudret Er bütün sevimliliği ile duruyordu. Bu röportajda çok soru sorma hevesinde değildim, ona sormaktan ziyade anlatacaklarını dinlemenin daha faydalı olacağı kanaatindeydim, netice itibariyle Kudret Er’in profesyonel bisiklet sporculuğu başladığı yıllarda benim annemin dünyaya gözlerini açmasına iki yıl daha vardı. Hangi soruyu sormak en doğrusu olabilir konusunda şüphelerim vardı. Bundan 60 yıl öncesini bize anlatırken biz aklımızda anlattıklarını canlandırmaya çalışıyorduk. Ayakkabı da bizde farklıydı. Şimdiki ayakkabılar yoktu, kendi ayakkabımızı kendimiz yapardık. Astar ile kösele taban arasına bildiğimiz demir testeresinden bir parça yerleştirirdik. Ayakkabı dikildiğinde o parça köselenin arasında kalırdı. Bu sistemde normal bir vida kullanamazsınız dolayısıyla. Ancak dişli saç vidası kullanabilirsiniz. Avrupa’da da durum çok farklı değildi o dönemler, bizden ne kadar ileride de olsalar biz de yöntemleri onlardan görüp uyguluyorduk. Lastiği sekiz yapıp omuzlarına onlar da takıyorlardı. Sonra selenin arkasına takmaya başladıklarında biz de onlardan görüp aynı yöntemleri uyguladık. Kask da yoktu, ben de sadece Konya’da pistte kask kullanmıştım. Ayakkabıcıya gittim. Yapar mısın dedim, yaparım dedi. Önce şerit dikip içine pamuk koyuyorlardı. Hiç bir koruması yoktu.” 1950’ler “Federasyonun bölgelere dağıttığı bisikletlerden dolayı iyi bisikletlere binebiliyorduk. 1954 senesinde benim de bu şekilde edindiğim bisiklet Terrot markaydı. Küçük aynakol 46, büyük aynakol 51 idi. O yıllarda daha küçük aynakol bulunmazdı. Şimdi 34’e kadar düştü. Bu sistemler çok farklı. Dişli oranları ile ilgili de küçük bir anım var. İrfan, Türkiye Şampiyonası’nı koşuyor gençlerde. İrfan’ı Bülent tutuyor. Uzun zamandır spordan uzaktım ve onlar da benim talebelerimdi. Hasan Sert, Osman, Muzaffer gibi milli olmuş sporcular bu talebelerin içindeydi. Bana ısrar ettiler gel de bu yarışı mutlaka izle dediler. Osman ise antrenördü ve bana sordu abi ne yapalım? Bak İrfan gidiyor, pedal kesin dedim, Kalaycıbayırı’nı çıkacaksınız Adapazarı yolundaki, aradaki mesafeyi kaybetmeden pedal kesin dedim. Tabi burada önemli olan ben hep eski dişli oranlarını göz önünde bulunduruyorum. 10-15 sene ayrılıktan sonra tabi sistemler değişmişti. Açma lastiklerden ve aynakolun dişli sayıları gibi gelişmelerden bihaberim. Ben aradaki mesafeyi kaybetmeden pedal kes dedim. Fakat İrfan da pedal kesti. Ama asıl pedal kesmesi gereken İrfan değil Bülent’ti. Kudret’in düşündüğü bir şey varsa doğrudur diye düşünmüştü. Netice itibariyle şöyle bir durum oldu. İkisi de kuvvetli. Kalaycıbayırı’na dolu fişek girsinler istedim. Neticede İrfan aldı yarışı. Fakat beni şaşırtan 15 tur olan yarışta o yokuşu nasıl çıktıklarıydı. 15 tur, bu çocuk oyuncağı değil. Biz bitmişiz ya dedim. Demek ki biz boşuna pedal çevirmiştik. Aklıma gelen buydu. Sonradan öğrendim ki 34’e kadar dişliler düşmüş. Ama 46 nerede 34 nerede, 12 diş, çocuk oyuncağı değil bu. Neticede İrfan aldı yarışı. Ben halen kendi bisikletimde 34 dişli görmedim. 39 dişli kullanıyorum, bayır gördüğüm zaman korkuyorum.” Kudret Er artık ısınmıştı. Çaylarımızı söylerken “benimki demli olsun” dedi. Belli ki muhabbet de koyulaşacaktı. Bisiklete nasıl başladığını sormadan edemedim; “Sporla tanışmam kardeşim sayesinde oldu. Kardeşim benden daha önce profesyonel olmuş bir sporcudur, yüzücüydü. İzmit’teki tüm yarışları kazanınca, onu Galatarasaray yüzme takımına almışlardı. Orada şampiyonlukları vardı. Kıskanıyordum. O gidiyor yüzüyor. Ben ise halen doğru düzgün yüzemem. O dönemde de futbol, atletizm her şeyi denedim. Ama olmadı. Sonunda tesadüfen bisikletçi oldum. Bisiklete de orada düz bir bisikletle başladım. O zaman Kocaeli Bisiklet Takımı antrenman yapıyor, gençlik işte, onları görünce normal bir bisikletle peşlerine takıldım. Peşlerine takıldım ama bayağı bir gitmişim ki antrenörleri Tahir Taşçı, onları bıraktı benimle geldi. Ertesi gün babamı ziyaret etti, Kudret’i alıyorum dedi. Bisiklete öyle başladım. Burada şunu demek isterim. Anne babalar çocuklarını kendi kafalarına göre bir yöne yönlendirmemeli. Çocuklarını kendi haline bıraktıklarında çocuğun yönelimi ne tarafa olursa o alanda desteklemeli. Benim ailemin desteği ise babamla oldu. Beni desteklemekten hiç vazgeçmedi. Bir şeyi anlatmak isterim. Edirne yarışları geliyordu. O zamanlar yuvarlak teneke ballar vardı. O balın içerisine fındık içi ezmiş. Tereyağı koymuş. Onları güzelce karmış, bana bir tek laf etti. Bunu dedi bitireceksin, bana boş getireceksin. İki günde o karışımı bitirdim. Yarışı da bitirdim. Bunlar önemli şeyler. Şimdi sıvılar, jeller var. Biz onları bilmezdik. Hem yoktu hem de bilgimiz yoktu. Onları bırak, başımızda bisikleti öğretecek biri de yoktu. Herkes bir şey söylerdi. Biz tecrübe ede ede öğrenirdik. Yap boz hikayesiydi bizimkisi. Dolayısıyla aslında en iyi zamanımda bisikleti bıraktığımı söyleyebilirim.” “Mesela Ankara – İzmir yarışı. Sene 1954. Ondan evvel Bursa’da yarış koştum, İstanbul’da koştum. Oralarda birincilik alınca ismim duyuldu. 53 senesinde Yugoslavlarla koştum. Ankara – İstanbul yarışı. Böylelikle Ankara – İzmir yarışına ismen çağrıldım Kocaeli’nden. Kızılcahamam’a altıncı, Bolu’ya beşinci giriyorum ama bunlardan bihaberim. Sorarsan öğreniyorsun sormazsan bilmiyorsun durum öyle. Onları bilsen yarışa göre strateji yaparsın. Açıkçası ezbere bir yarış koşardık. Nedir ezbere? Bas! Adamın birisi atak yapmış, bas! Şimdi domestik diyorlar. Domestik hak getire, fedaiyi de bilmiyoruz. Halbuki o atakları kovalayan birisi olsa sen rahat edersin, finişe sağlam girersin.” Antrenmanlara çokça yalnız çıkardım. Ankara’da takımla antrenman yaptığımız da olurdu. O zamanlar Aytekin vardı. Ünal Tolun vardı, Memiş vardı, Necat Kayserili, Nejat Palazkar. Kızılcahamam’a giderdik. Gidiş dönüş 160 km. Daha fazlasına gerek yoktu zaten. Haftada en az üç kere çıkardık. Aklıma bir anı geldi, Eskişehir’de takım olarak bir yarış koşacağız, federasyonun takip ettiği bir yarış. Bizim takımımız Muhafız Gücü takımı. Ben de bu takımın kurucusuydum aynı zamanda. Ankara takımı olarak Gölbaşı’na antrenmana çıktık. Fakat gidemedik. Takım olarak ölmüşüz bisiklet gitmiyor ve hepimizde durum aynı. O kadar antrenman yapmışız ki takım olarak sürrantrene olmuşuz. Bakın dedim bizim yapacağımız bir iş yok. Buradan dönüyoruz. İçlerinde en büyük bendim. Eksik olmasınlar beni dinlerlerdi. Eskişehir’deki yarışa bir hafta var. Dönünce bisikletleri bir hafta boyunca görmeyeceğimiz bir yere saklıyoruz dedim. İtalya’dan bisiklet mecmuaları gelirdi. Hırs bassın diye onlara bakardık, onlara da bakmak yok dedim. Bir hafta bisikleti unutun dedim. Eskişehir’de Allah kerim dedim, ne olacaksa orada olsun. Eskişehir’e geldik. Herkes çok iddialı, bize sorduklarında biz yarışı bitirmeye geldik dedim. Bunu söylerken tevazu ile değil, bir hafta önce bitmişiz ya ne olacağımızı bilmiyoruz ondan. Ataklı bir yarış oldu. Atak üstüne atak. Yanlışım yoksa 125km’ yi 3 saat 13 dakikada bitirdik. Birçok arkadaş da terk etti yarışı. Mustafa Polatlı tekerlek farkıyla birinci ben ikinci gidiyorum, arkadan grup geliyor. Aytekin grubun içinde. Alır dedim yarışı. Ve üçüncü de o oldu. Bir iki üç Ankara. Ama bak idmansız bisiklete binilir mi? Binilir. Bu hale düştüysen binilir, ufak bir ısınma yapar sonra basarsın, gidersin. Ama idmanlısın, formdasın bisiklete binmemişsin işte o zaman gidemezsin. Ben o yarışta 14-22 kullandım. Aynakol ise tek ayna 48 idi. Meşhur Kanlıpınarları yokuşunu böyle bir bisikletle çıkmıştım.” O sene yine Kasım ayında İstanbul – Edirne yarışı koştuk. Ertesi gün ise Edirne – İstanbul yarışı koştuk. O yarışta da aynı bisikleti kullandım. 11kg ağırlığında bir bisikletti. Bisikletçiler arasında da kötü bilinen bir İtalyan malı bisikletti. Ona kötükanlı derdim. 48 dişli tek aynakol. O rotada Devebağırtan yokuşu vardı. Çıktığımız yokuş zaten adından belli, Devebağırtan. 260km gidiş 260km dönüş yarışıydı. Dönüşte de etabı aldım. Genel klasmanda da kürsüdeydim. 52 senelerinde 46-51’ler. 55 senesinde ise 42 aynakollar görülüyordu. Ben bir kere seri adamım. Küçük dişliyi seri çeviren sert dişliyi de çevirir. Ama aksi olmaz. Mesela 16’lı çevirenin yanında 17 veya 18 dişlisi çeviriyorsan her an geçersin onu. 14’lü dişliyi az kullanırdım. Bizim zamanımızda daha küçüğü yoktu. Yokuş aşağı veya finişte kullanıyordum. Seriye alıştırmıştım kendimi. Mesela hiç kramp girmedi bana. Sert dişlide çevirirsen, antrenmanın da eksikse kramp girer. Sprintede sol ayağımı kullanarak kalkarım. Benim için bisiklette sol ayak yemek yerken sağ el kullanmak gibidir. Kudret Er’e lakabını ise Muhafız Alayı’nda takmışlar. Muhafız Alayı Bisiklet Takımı’nın da kurucusu olan Kudret Er bize o günleri de anlattı; “Muhafız gücünde hızlı derlerdi bana. Hızlı geldi hızlı gitti derlerdi. Çünkü antrenmanda ısınma diye bir şey bilmezdim. Atladığım gibi basar giderdim. Muhafız Alayı Bisiklet Takımı ise şöyle kuruldu. Ben asker oldum, Mamak’tayım. Muhafız Alayı’na geldim. Federasyon başkanı o zaman Talat Bey’di. Talat Bey’e gittim, ben koşmak istiyorum dedim. Gidiyorum geliyorum nafile. Babama mektup yazdım. Saadettin Yalınlı ve Nusret Polat vardı eski milli bisikletçi miletvekillerimizdi. Saadettin Bey’e durumu bildirdik. O arada acemiyken bir mahalli gazetede benimle ilgili bir yazı yazılmış. O gazete yazısını bir arkadaşım bana mektupla göndermiş. Tabi gazete bana gelene kadar komutanlar bütün mektupları okuyorlar. Tam dağıtım oluyor ben heyecan içindeyim. Bisiklet getirdiler ben acemiyken. O meşhur bisikleti getirdiler. Kötükanlıyı getirdiler. Ve o yazının sayesinde acemiyken bisiklete bindim ben. Büyük bir avantajdı. Dağıtım olduğu zamanda beni Muhafız Alayı’nın hemen arkasındaki bölüğe verdiler. Bir hafta sonra da beni Muhafız Alayı’na aldılar. Beni misafir ettiler. O zaman Sebahattin Erman yüzbaşıydı daha sonra beden terbiye genel müdürü oldu. Fenerbahçe’nin futbolcularından Bomba Sebahattin olur kendisi. Onun gayretleri ile Muhafız Alayı Bisiklet Takımı’nı kurdum ve teskere aldım. Muhafız Alayı Bisiklet Takımı ile Türkiye ikincisi oldum. Sebahattin Erman ağırlıklı olarak futbola eğiliyordu. Futboldan başka basket, güreş ve maraton düşünmüşler. Ben ise birkaç isim verdim. Sefa Aytekin, Eskişehir’den Fehmi Kürsü gibi isimler verdim. Yılmaz Markacı, Mustafa Palazka, Celal Fidan. O zamanın en iyi bisikletçileri, beni saymazsan tabi. Ben teskere aldım ve üç ay sonra onlar geldi. İstanbul’dan arkadaşlarımla beraber hayvan vagonlarında geldik. O zamanlar öyle normal vagonlar yoktu. Eskişehir’de 125km’yi 3 saat 18 dakikada koştum. 100km’yi 2 saat 33 dakikada koştum. Çok iyi ortalama. O zamanlar 1059 kilometrelik yarışta biz sadece 200km asfalt görürdük. Yarışları trafiğe açık yollarda yapardık. Bu şartları düşündüğünüzde çok iyi derecelerdi. İstanbul – Edirne yarışı. Yokuş çıkıyoruz, Edirne’ye ben 5. girdim. Sait’in kaçıncı olduğunu bilmiyorum. Aynı yolu geri dönüyoruz, şimdiki ruble farkını bir kenara bıraktım benim aynakolum 48. Yokuşu çıkıyoruz. Konyalı Ahmet Renkyorgancı da yarışta ve iyi bir pistçidir. Biz sıyırdık grubu. Sait, Ahmet ve ben Devabağırtan yokuşunu çıkıyoruz. Ben Sait’i Muhafız Alayı’na alabilmek için yarışı ona vermek istiyorum. Kafamdan geçen o. Sait bir atak yaptı yokuşun tepesinde, arkasından ben bastım tabi. Ben 48-22 çeviriyorum o zaman. Ahmet Renkyorgancı tepeyi bitiremedi, düştü sonra tekrar kalktı bindi. Yokuşun son 50-100 metresinde olan bir atak bu. Bize ayak uyduramadı. Biz Sait Toy’la beraber Topkapı’ya giriyoruz. Arayı çok açtık, değişerek gidiyoruz. Ama bir Allah’ın kulu aranızdaki mesafe şu diye söylemiyor. Böyle bir bilgi olsa ben genel klasmanı alacağım. Veya Sait alacak. İkimizden birisi alacak neticede. Çizgiye yaklaştık, aşağı yukarı 500 metre falan kaldı. Arabaların arkasından birisi, Allah rahmet eylesin İstanbul’lu bisikletçilerden Ekrem Özkahya bas dedi Ahmet geliyor, aman bas Sait bas Sait dedi. Nasıl gelir biz arayı çok açmıştık. Yolu da bilmek çok önemli. Topkapı’nın bitiş yeride meyillidir. Serilik burada öne çıkıyor. Ben tam orada hadi Sait hızlı, hadi Sait deryara gir dedim. Kafama koydum ya ben zaten almışım alacağımı ama 18 ile bisikleti kaldırdığım için Sait arkamda deryara girene kadar ben yarışı bitirmişim. Seriliğin faydası bu, o mutlaka 14 çeviriyordu. Eğer Ahmet Renkyorgancı o şekilde gelmeseydi ben yarışı Sait’e bırakacaktım. Bu tip şeyler o zamanlar maalesef oluyordu. Ben hayatımda ne yarış terk ettim ne de arabanın deryarına girdim. En büyük rakibim Aytekin İpek’tir. Hayatta kimseden çekinmemişimdir. Ama Aytekin’i viteste geçememişimdir. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aytekin mesela kendini iyi hissetmediği zaman yarışa girmezdi. Bir keresinde rahmetli Aytekin’i finişe ölü getireceğim dedim ama gene aldı yarışı. 150 metrenin içerisine sokunca hiç affetmezdi. Onun hocalığını da Erol Kumcuoğlu yaptı. Çok seri çevirirdi. O da sprintçidir. Sollan basarken sağlan çekmesini bilir. Allem edeceksin kallem edeceksin sabredeceksin ve rakibini o son 150 metreye getireceksin, sen erken kalkarsan sonunu ise getiremezsin. 1959’da bırakmamın sebebi sırf milli takım davasından. O zamanlar bir Mısır yarışı gündeme geldi. Etaplı bir yarıştı, 11 etaplı ve ben de etapçıyım. 1954’te hem Bolu – Adapazarı uzun mesafe yarışını alıyorum, hem kısa mesafe olan Adapazarı – İzmit yarışını alıyorum. Yani hem süratliyim hem mukavemet edebiliyorum. Bu herkeste olan bir şey değil. 56 senesinde federasyon yarışlarında puanlama da yine birinciydim. Ama benim için Kudret Er’i tanımıyoruz demişler. Neticede Mısır’a götürülmedim. Bir küskünlük yaşadım ve 59’da bisikleti bıraktım. İzmit’te ajanlık (bisiklet il temsilcisi) yaptım. Kocaeli’nde takım çalıştırdım. 76’ya kadar bisiklet ajanıydım. 76’da tayinle İstanbul’a geldim. Hasan Sert, Osman Ali, Muzaffer Ertürk gibi milli sporcuları buldum yetiştirdim. Babaları gibiydim. Haluk Günözgen, Adapazarlı Lütfü’de bile emeklerim az çok oldu. O zamanlar Marmara Turu vardı. Ondan sonra Asya turu denildi. Bisikleti bıraktığım 1959’dan sonra ısrar üzerine girdim. Takımın bir şeyler yapması için. Nitekim Osman yine bir şeyler yaptı o yarışta. Tekirdağ etabında bizim Osman Alev’in lastiği patladı. İndim bisikletten kendi bisikletimi verdim. Onun bisikleti 60 kadro. Benimkisi 53. Benim o bisikleti kullanmam için yatırmam lazım. Kulakları çınlasın. Çetin Yüce de yeni başlamış bisiklete. O müsabakayı girmiş. Baktım o da geliyor. Yedek lastiğini ver dedim. O da yaşımın büyük olmasından çekindi benden, verdi lastiği. Tamir ettikten sonra, bisiklet büyük olduğu için ben kadro üzerinde gittim ve Osman’a yetiştim. Al bisikletini ver bisikletimi dedim ve finişe ikinci girdim. Lassa’da anlatmadığı kimse kalmamış. Beni onlarla tanıştırdı. 86 yaşında halen spor yapabilmemi spor disiplinine borçluyum. Yemeye içmeye dikkat ederim. Sigara hiç kullanmadım, uykuma dikkat ederim bu sporun verdiği disiplin. Bütün bunları bisiklet sporuna borçluyum. 10 yıl önce eşimin vefatından sonra da hayata bisikletle tutundum. Şimdi Bostancı ve Beylerbeyi’ne girmeden Anadolu yakasında bisiklete binmeye devam ediyorum. Haftada üç gün binmeye çalışıyorum. Ben hayatımda hiç kaza görmedim. Bugün antrenmanda ya da yarışlarda, genç arkadaşlara birbirlerini destekleyerek gitmelerini tavsiye ederim. Biri 300 metre çekiyor diğeri 200 metre çekiyorsa birbirlerine burun kıvırmasınlar. Biz hep yalnız başımıza yarıştık, bizim için bisiklet bireysel spordu. Devamlı bas şeklinde yarışırdık. 50 metredeki telefon direklerinden mesafe ölçerdik. Direklerden hayali rakip yapar basardık. Ama bisiklet aslında takım sporudur. Bisikletin takım sporu olduğunu unutmasınlar. -SADETTİN YALIM:1911 yılında dünyaya geldi türk bisikletinin ilk önemli isimlerinden bisiklete kocaelide başladı.sadece bölgesinin degil ülkenin en başarılı pedallarında dı ilk önemli turlarda ve türkiye şampiyonalarınad ayrıca milli takım forması ile yarıştığı müsabakalarda dereceler aldı.Bisikletin gelişmesi için uzun yıllar çaba gösterdi.İzmit belediye başkanlığı yaptı.
-TAHİR DÜZGÖREN: 1901 yılında doğdu bisiklet 18 yaşında kocaeli de başladıbölgesel ve türkiye yarışmalarında derecer aldı milli takım ile müsabakalara katıldı.kocaeli bisiklet ajanlığı yaptı.bisikletin öncü hakemlerinden oldu .Bisiklet hakemliğinin gelişmesi için çalışmalarda bulundu.
-HASAN SERT :İzmitte doğdu ve bisiklete bölge takımında başladı .Bölge yarışmalarında başarılar elde etti.milli takıma yükseldi.Kocaeli Lassaspor kulübünün kurulmasına öncülük etti.Bölge ve milli takım antrenörlüğü,federasyon yönetim kurulu üyeliği,balkan bisiklet birliği as başkanlığı görevlerinde bulundu.
-OSMAN ALEV:kocaelinde bisiklet başladı.Bölgesel ve ulusal yarışmlarda başarılar kazandı.Milli takıma çağrıldı.Bölge ve milli takım antrenörlüğünü yaptı.federasyon teknik kurulda görevler aldı.
-MUZAFFER ÖZTÜRK:Bisiklete kocaelinde başladı.bölgesel yarışmalarda derceler elde etti. türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım forması ile uluslararası yarışmalara katıldı.1972 münih olimpiyatlarına katılan takımda yer aldı.bölgesisklet antrenörlüğü yaptı.
-NAZIM YAŞA: kocaeli bölgesinde bisiklet başlayıp ülke şampiyonlukları kazanarak. milli takıma yükselen ülkenin en teknik bir bisikletçisi oldu.17nci türkiye turunun erdek-çanakkale ve gelibolu tekirdağ etaplarına 2ncilik kazandı.aynı turda genel ferdi 9.nculuk ile tamamladı.
-SALİH KORKMAZ: 1964 te bulgaristanda dogdu bisiklete kocaeli de lassasporda başladı.kulübü ile türkiyede ve yurt dışındaki yaraışmalarda dereceler kazandı.türkiye turunda milli takım forması ile kuşadsı-izmir etabını kazandı.Van gölü turunu kazandı.
-METİN GEDİKSİZ: 1967 de ankarada doğdu bisiklet burda başladı.kocaeli lassaspor formasını giydi bölgeler ve türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım ile akdeniz oyunları balkan şampiyonası ve türkiye turlarına katıldı.
-MUSA DEMİROĞLU: 1962 de dogdu bisiklet lassaspor kulübünde başladı.Milli takım forması ile uluslararası ve balkan şampiyonalarına katıldı.Kulübü ile türkiye takım ve feri dereceri kazandı.
-TURAN YILDIRIM: 1965 de dogdu.14 yaşında kocaeli bölgesinde yarışmalara başladı.lassaspor kulübüne geçti.türkiye de ve yurt dışında kulübü ve milli takım formaları ile dereceler kazandı.
-TAMER VURAL: 1966 gölcükte dogdu,bisiklete kocaeli lassasporda başladı.türkiye takım ve ferdi şampiyonlukları kazandı.akdeniz oyunlarına katıldı.azerbeycan turunu kazandı.
-NADİR YAVUZ:1971 Kocaeli doğumlu sporcumuz 90 lı yılların ilimiz ve ülkemiz adına büyük başarılar kazanmış 300 kez milli forma ile başarıyla yarışmış yetenekli sporcumuzdur.2000 yılında sporcu olarak emek verdiği -AHMET ELVEREN: 1967 yılında dünyaya geldi bisiklete kocaeli bölge takımında başladı.Petrol spor forması ile bölgesel yarışmalarda dereceler kazandı milli takıma çagrıldı.
-MURAT GİRGİN: 1968 yılında izmitte dogdu kocaeli lassasporda bisiklet başladı.bölgesel ve türkiye dereceleri kazandı.milli formayı giydi.balkan şampiyonasına katıldı.
-ALPARSLAN ÖZGÜL: adapazarında dogdu.bisiklete şekersporda başladı kocaeli lassaspor kulübüne geçti gençler kategorisinde türkiye şampiyonu oldu.milli forma ile balkan şampiyonası ile türkiye turuna katıldı.
-ADEM ÇOLAK:bursada doğdu bisikelede bu bölgede başladı çeşitli dereceler kazandı .Kocaeli lassaspor forması ile takım ve ferdi türkiye şampiyonlukları kazandı.Milli takım ile türkiye turlarında ve çeşitli uluslararsı yarışmalarda yarıştı.
-MUSTAFA SEYREK:1980 de kocaeli bölgesi bisiklet hakemi oldu.ulusal ve uluslar arası birçok müsabaka ve türkiye turunda görev aldı.merkez hakem kurulu başkanlığı yaptı.bisiklet hakemliğinin gelişmesi için kurslar düzenledi çaba sarfetti.
-HALİL SAYIN:Bisiklete kocaeli bölgesinde antrenör hasan sert in yanında başladı.Bölgesel dereceler kazandı.Brisaspor forması ile yarışmalara katıldı.Daha sonra kulübünde ve milli takımda masörlük yaptı.Brisaspor kulübü nde idarecilik ve federasyon teknik kurulunda görev yaptı.2000 yılında türkiyede bayan bisiklet takımını bünyesinde başlatarak bayan bisikletin gelişmesini sağladı.
-MEHMET BOZDEMİR: izmitte doğdu bisiklet kocaeli bölgesinde başladı.Adapazarı şeker spor ve tek spor takımlarında yarışmalara katıldı.1998 yılında ülkemizde ilk defa yapılan dağ bisikleti dalında türkiye şampiyonu ve master kategoride yol ve dağ bisikleti bir çok dereceler aldı.kocaeli bölge antrenörlüğü ve milli takım antrenörlüğü yaparak türk bisikletine iyi sporcular kazandırmaya ve hizmet etmeye çaba gösteriyor.
-İRFAN DEMİRBÜKEN:1980 de kocaeli bisiklet hakemi oldu .Birçok müsabakada ve balkan şampiyonlarında görev yaptı.Bisiklet hakemliğine değişik illerde yeni yetenekler kazandırdı.
-NEVZAT KIRAL:1975 te yanıkta doğdu kocaeli bölgesinde antrenör osman alev nezaretinde bisiklet başladı.gençler -büyükler de ve dağ bisikleti master türkiye şampiyonlukları kazandı.2001 yılında balkan yol ikincisi oldu.
-MERT MUTLU:1975 te bulgaristanda doğdu ,izmir de bisiklete başladı.Kocaeli brisaspor kulübü adına uluslararası ve türkiye ile balkan şampiyonalarında dereceler kazandı.Cumhurbaşkanlığı türkiye turu genel klasmanını 2 kez kazandı.2000 ve 2004
-ERDİNÇ DOĞAN:Bulgaristan da doğdu bisiklete orda başladı izmire geldi.Türkiye şampiyonlukları kazandı.kocaeli brisaspor forması ile uluslararası dereceler kazandı.1999 türkiye turunu ferdi genel klasmanda tarihinde ilk kazanan türk bisikletçisi oldu.
-ÇETİN PELEN : arifiyede doğdu bisiklet şeker sporda başladı kocaeli brisaspor kulübü forması ile türkiye şampiyonlukları kazandı. milli takım ilede türkiye turunda antalya-kumluca etabını kazandı.balkan şampiyonalarına katıldı.
-KEMAL KÜÇÜKBAY:1982 Doğdu izmitte bölge takımında bisiklet başladı.Brisasppor kulübü ve milli takım ile uluslararası dereceler kazandı.2005 yılında balkan yol şampiyonu oldu.2011 yılı marmara bisiklet turu genel klasman birincisi oldu.Aynı yıl avrupa genel klasman birinciliği formasını giydi.2012 londra olimpiyatlarında ülkemizi temsil etti.
-NİHAT KAYA:kocaelinde doğdu bisiklet bölge takımında başladı.uzun yıllar Lassaspor kulübü ve milli takımlar masörlüğü yaptı.
-EROL GÜVEN:Bulgaristanda doğdu bisiklet de orda başladı.1993 te türkiyeye brisaspor kulübüne geldi.bir çok ulusal ve uluslararsı derece aldı,türkiye şampiyonu oldu,milli takım ile balkan ve cumhurbaşkanlığı turlarına katıldı.
-DAVUR PINARBAŞI:Maşukiyede doğdu. kocaeli bölgesinde bisiklet başladı gençler kategorisinde lassaspor ve milli takım forması ile yarışmalara katıldı .türkşye şampiyonu oldu.
-AYDIN YEŞİL:1986 kocaeli bölge takımında bisiklet başladı yıldızlar kategorisinde dereceler kazanarak brisaspor kulübüne geçti.türkiye şampiyonu oldu.2003 yılında balkan gençler ikincisi oldu.milli takım adına yarışmalara katıldı.
-BEHÇET USTA:1986 Trabzonda dogdu bölge takımında bisiklet başladı.Kocaeli brisaspor kulübü ve milli takım ile birçok dereceler kazandı.2003 yılında balkan gençler yol şampiyonu 2009 yılı üniversitelerarası dağ bisikleti türkiye şampiyonu oldu.
-MUSTAFA UÇAR:1983 doğdu bisiklete kocaeli bölge takımında başladı.brisaspor kulübü forması ile türkiye gençler şampiyonu ve dereceler kazandı. milli takım ile balkan şampiyonasına katıldı.
-RUHAN GÜZEL:1983 te niğde de doğdu kocaeli bölgesi takımında bisiklete başladı .marmara grubunda dereceler aldı.Brisaspor kulübü forması ile türkiye gençler şampiyonu oldu.Milli takım çagrıldı milli forma ile uluslararası müsabakalara katıldı.
-VEDAT BAYTÜRK:1982 de izmitte doğdu.bisiklet kocaeli bölge takımında başladı.grup yarışmalarında dereceler kazandı. brisaspor kulü ile takım ve ferdi türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım forması ile balkan şampiyonasına katıldı.
-UĞUR MARMARA:1987 kocaeli de doğdu bisiklet kocaeli bölge yıldız takımında başladı.brisaspor kulübü forması giydi ve türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım ile Dünya-Avrupa-Akdeniz oyunları ve balkan şampiyonalarına katıldı.Ayrıca dağ bisikletindede türkiye şampiyonu oldu.
-MUSTAFA SAYAR:1989 da ereğlide doğdu bisiklete orda başladı.kocaeli brisaspor kulübü ile yol ve dağ bisikleti kategorilerinde türkiye dereceleri kazandı.2007 yılında gençler uluslararası karadeniz bisiklet turu genel ferdi birinciliğini kazandı.milli takım ile (yol ve dağ)dünya-avrupa-balkan şampiyonalarında yarışmalara katıldı.
-BİLAL AKGÜL:1982 doğdu bisiklete dağ biskleti kategorisinde başaldı.balkan gençler şampiyonu oldu.Milli takım ile uluslararası birçok müsabakada kürsüye çıktı.Kocaeli brisaspor kulübü forması ile türkiye şampiyonlukları ve uluslararası dereceler kazandı.2008 pekin olimpiyatlarına katıldı.
-AYŞEGÜL DEMİRSOY:2000 sonrası türkiyenin en iyi bayan bisiklet sporcusu oldu.Bisiklete kocaeli brisaspor kulübünde başladı ve türkiye şampiyonluğu ile çeşitli dereceler kazandı.Milli takım ile dağ bisikleti balkan şampiyonalarına katıldı.
-ÖZGE TINAZ:kocaelide dogdu bisiklet de brisasporda başladı .türkiye şampiyonluğu kazandı.dağ bisikleti Milli takımı ile avrupa ve balkan şampiyonalarına katıldı.
-MUSA KADIOĞLU: İlimizin yetiştirdiği  genç yeteneklerden özellikle dağ bisikletinde türkiye şampiyonluğu ve bir kaç kez de Dünya ve avrupa dağ bisikleti şampiyonalarında ülkemizi milli forması ile ve ilimiz de kocaeli Gençilk spor  ile brisaspor kulüpleri bünyesinde temsil etti.
-SENEM GÜLER :türk bayan bisikletinin 2000 sonrası ilk sporcularından 1984 kocaeli doğdu.Bisiklete Kocaeli brisasporda başladı.Türkiye şampiyonlukları kazandı.dağ bisikleti milli takımı forması ile avrupa ve dünya şampiyonaları ile birçok uluslararası yarışmalara katıldı.
-KÜBRA AKTÜRK:1986 izmit te doğdu bisiklete kocaeli bölgede antrenör mehmet bozdemir ile başladı ilk yarışmasında türkiye ikinsi oldu.brisaspor forması ile birçok yarışmada dereceler kazandı.2004 yılı milli takım ile balkan gençler dağ bisikleti ikincisi oldu.
-MERVE TAYFUN:Kocaelinde 1986 da doğdu bisiklet brisasporda başladı türkiye takım ve ferdi şampiyonlukları kazandı.milli takım ile avrupa yol şampiyonasında yarıştı.2009 yılı üniversitelerarası dağ bisikleti türkiye şampiynu oldu.
-ESRA KÜRKÇÜ:1987 de doğdu bisiklete ankarada antrenör ahmet hidayet akyürek nezaretinde başladı.dağ ve yol bisikletinde bir çok kez türkiye şampiyonu ve dereceler kazandı.brisaspor kulübü forması ile takım şampiyonlukları yaşadı.mili takım forması giyerek dağ ve yol dalında avrupa ve balkan şampiyonalarında yarıştı.
-TUBA KARAARSLAN:1990 da kocaelinde doğdu bisiklet kocaeli bölge takımında başladı.dağ ve yol bisikletinde türkiyede dereceler aldı.2007 yılında yol ve saate karşı ferdi türkiye şampiyonluğunu kazandı.Yine aynı yıl 2007 de türkiye kupası genel ferdi birinciliğini kazandı.Milli takım dağ ve yol forması ile avrupa şampiyonalarında yarıştı.
-GÜL ÇELEBİ:1991 de doğdu bisiklete kocaeli bölgesi takımında başladı.türkiye şampiyonluğu ile çeşitli bölgesel yarışmalarda dereceler aldı.2008 de saate karşı ve ferdi yol türkiye şampiyonu oldu .Ayrıca2008 yılı türkiye kupası genel ferdi birincisi oldu.Milli takım ile avrupa şampiyonasında yarıştı.
-GAMZE AYAZ:1992 de yeniköyde doğdu.bisiklet kocaeli bölgesinde başladı.ulusal yarışmalarda dereceler kazandı.milli takım ile avrupa şampiyonasına katıldı.2009 türkiye kupası genel klasman üçüncülüğünü ve türkiye yol şampiyonası üçüncülüğünü kazandı.
-ONUR BALKAN:2010 yılında ilimizde spora başladı . yıldızlar -gençler kategorisinde bir çok kez kürsüye çıktı.Milli takım ile uluslararası ile  dünya ve avrupa şampiyonalarına yarıştı.2015 uluslararası 2.2 yarışmalarda bir çok  etap kazanıp yokuş genel ferdi birincilik forması giydi.2016 -2017-2018 Türkiye yol şampiyonu oldu ve 2016 Rio ve 2020 Tokyo olimpiyat oyunlarına katıldı.
-SERKAN BALKAN 1994 doğumlu Kocaeli bölgede bisiklete başladı.2015 avrupa yol şampiyonasında ülkemizi temsi etti.2016 Uluslararası 2,2 Ankara  Bisiklet turunu kazandı.

-ABDÜLKADİR KELLECİ Gaziantep doğumlu sporcumuz dağ bisikleti yarışmalarında türkiye şampiyonlukları,uluslararası yurt içi yarışmalarda ilk üç dereceler elde etti.Dünya kupası ve dünya şampiyonasında ülkemizi temsil etti.
-GÖKHAN HASTA 1990 Trabzon doğumlu sporcumuz gençler kategorisinde türkiye dereceleri kazanarak ülkemizi uluslararası yarışmalarda başarı ile temsil etti.
-ALİRIZA TANRIVERİ 1991 trabzon doğumlu sporcu ulusal yarışmalarda dereceler elde ederek milli forma ile ülkemizi temsil etti.2012 marmara turunda genel ferdi klasmanda sarı formayı 
-FERİT CAN ŞAMLI 1994 trabzon doğunlu sporcu yıldızlar sivas turunu tüm etap ve mayoları kazandı.genler dalında türkiye dereceleri kazandı.ülkemizi milli forma ile başarılı bir şekilde temsil ett.
-RASİM REİS 1992 trabzon doğumlu  sporcu gençler kategorisi saate karşı türkiye dereceleri kazanarak milli takım forması ile ülkemzi temsil etti.
-BEYZA KAHVCİ:1994doğumlu sporcumuz saate 2010 yılı türkiye gençler şampiyonu oldu ve ülkemizi yol ve dağ bisikleti dallarında avrupa şampiyonalarında milli forma ile temsil etti.
-MUSTAFA KÖKLÜ 1997 doğumlu sporcu gençler kategorisi dağ bisikleti dalında ulusal yarışmalarda ve 2015 balkan şampiyonasında dereceler elde etmiş. türkiye şampiyonu olmuştur.
-ONUR TURGUT 1998 Sakarya doğumlu sporcu gençler kategorisinde ulusal yarışmalarda dereceler elde etmiş,2015 avrupa yol şampiyonasında ülkemizi temsil etmiştir.
-AHMET ÖRENCİK 1999 bursa doğumlu sporcumuz yıldızlar kategorisinde  türkiye dereceli kazanarak milli forma ile 2015 yılında balkanlar dada derece kazanmıştır.
-HALİL İBRAHİM DOĞAN 2000 Doğumlu sporcumuz Kütahya da bisiklete başladı.Dağ bisikleti ve yol bisikletinde yıldızlar kategorisinde 2016 Türkiye şampiyonu oldu.
-YUNUS EMRE YILMAZ  İstanbul da bisiklete başladı yol ve dağ bisikleti branşında bir çok yurt içi yarışmada dereceler elde etti.
-CANSU TÜRKMENOĞLU/ÇELEBİ)1995 İZMİT doğumlu sporcumuz yol ve dağ bisikletin türkiye şampiyonu ve uluslararası dereceler elde etti.
-YUNUS EMRE KAPSIZ;2004 Doğumlu sporcumuz 2018 yıldızlar zamana karşı türkiye 3ncüsü ve 2019 balkan yıldızlar dağ bisikleti 2ncisi olmuştur.
ANIL TUNA SÖZER 2004 Doğumlu sporcumuz 2022 yılı dağ bisikleti Türkiye 2ncisi ve okul sporları ferdi yol ve zamana karşı Türkiye 2ncisi olmuştur. Not:verilen bilgilerde eksiklikler olabilir.mail ile tarafıma dönülürse gerekli düzeltmeler yapılır.