Dünyada tejknolojik gelişmeler ve yeniliklerin halkın tüketimine sunulması ve
heryerde yayılması seri üretim yapabilen endüstri kuruluşlarının yıllar süren çabaları ile meydana gelmiştir.
İleri batı ülkelrinde meydana gelen yeniliklerin tüm dünyaya yayılması kolay olmamış, her ülkenin bu tür degişik yeniliklere tepkileri farklı olmuştur.
II Abdülhamit ‘in 33 yıllık yönetimi süresince birçok yeni

Bisklet ve bisiklet sporu 1870 ‘li yıllarda Avrupada yagınlaştığı ve bütün dünyaya hızla yayıldıgı halde Osmanlı topraklarında II. Meşrutiyet ‘e kadar girememiştir.
Batı ülkelerinde yeni geliştirilen teknolojik buluşların ve yeniliklerin hemen hepsinin
Osmanlı topraklarına girişinde büyük sorunlar yaşanmıştır. Hemen hepsinin de ayrı ayrı birer
Öyküleri oluşmuştur.
“Bisiklet”denilen alette diğer teknolojik buluşlar gibi Osmanlı Devletinde uzun yıllar “Gavur icadı “olarak kabul edilmişti.
Osmanlı devleti topraklarında bisikletin ilk görülüşü , Avrupadan yola çıkan bisikletli gezginlerin Anadolu turları sırasındadır.Yabancı ülke elçiliklerindeki görevlilerin ailelerinin
Ve kapitülasyon korumasındaki müslüman olmayan azınlıkların çocuklarının İstanbul’da serbestçe bisiklet kulanmaktaydılar.Yabancı ülkelerin Osmanlı toprakları içerisinde bulunan kolejleri ve misyoner okullarının öğrencileride rahatlıkla bisiklet kulanabilmekte ve bisiklet sporu yapabilmekteydiler.

Osmanlı ‘da ilk bisiklet yarışmaları Avrupa’da düzenlendikten yaklaşıkolarak sonra
ancak yapılabilmeye başlanmıştır.Meşrutiyet yıllarında Selanik’te düzenlenen bir kaç yapılabilmiştir.
Osmanlı devleti’nde bisiklet sıradan yaşamına birtürlü girememiş ,müslüman olmayan azınlıkların ,İstanbul ‘daki zenginlerin ,paşazadelerin kendi konaklarının veya özel bahçe mülklerinin içerisinde kullanılan birtür değişik zengin oyuncağı olarak kullanılmaktan öteye gidememiştir.
CUMHURİYET YILLARINDA KOCAELİN’DE BİSİKLET SPORU

KOCAELİ AKYEŞİL SPOR KULÜBÜ’NÜN İLK BİSİKLETÇİLERİ
Koceli bölgesinde Cumhuriyetin ilk yıllarında izmitli gençlerin kurmuş olduğu spor kulüplerinden “ittihat spor “ ve daha sonraki yıllarda “akyeşil spor”kulübünün bisiklet şubesi bulunmaktaydı.Kocaeli Akyeşilspor kulübü Türkiye çapında bisikletçileri kendisi yetiştirdiği gibi onlara sahipte çıkıyordu.1927 yılında düzenlenen bisiklet sporundaki ilk milli bisiklet müsabakaları İstanbul Taksim stadında düzenlenmişti.1928 yılında Amsterdam ‘da yapılacak olan olimpiyatlara katılan ve dört kişiden oluşan bisiklet milli takımımızda izmitten bisikletçimiz Yunus Nüzhet Onat ‘da bulunmaktaydı .

İzmit’te kurulan Akyeşil spor kulübünde ve Türk bisiklet sporu tarihinde başarıyla öne çıkan isimlerden biriyde milli bisikletçimiz Orhan Suda ‘dır.İzmitli bisikletçi Orhan, önemli başarılara imza atmıştır.1934 yılında Türkiye bisiklet yarışmalarında mukavemet üçüncüsü olmuştur.Aynı yarışmada ise Yunus Nüzhet bisiklet sürat yarışmasında Türkiye ikincisi olmuştur.1936 yılı Berlin olimpiyatlarına katılan Orhan Suda başarılı sayılabilecek sonuçlar almıştır.Avrupa’da, Balkanlar’da Türkiyenin adınıduyuran Orhan Suda ,Rusyada yapılan bisiklet yarışmalarında Dünya ikincisi olmuştur.Cumhuriyetin daha ilk yıllarında Kocaeli bölgesinde asfalt yol bulunmadığı bir devirde izmitli bisiklet sporunu seven gençler bu bisiklet sporuna büyük ilği ve sevgiyle bağlanmışlardır.

Kocaeli halkı da izmitli bisiklet sporcularını büyük bir ilği ve merakla takip etmekte ve alınanb aşarılı sonuçlardan gurur duymaktaydılar.
1936 yıllarında izmit çevresindeki yollarda bisiklet sporcuları olimpiyatlara hazırlanmaktaydı.İzmitli bisikletçimizOrhan Suda bu yıllarda sık sık ulusal basında ismi geçmekteydi.Spor postası adlı spor dergisi 22 Haziran 1936 da İzmitli Akyeşil spor kulübü bisikletçisi Orhan Suda ilğili satırlarında şu cümlelere yer vermişti.
İZMİTTEN AKYEŞİLLİ ORHAN

“Ajans telgrafları ,Ankara sporunda bahsederken ,bisikletçi Orhan adına çok sık rastlamak tesadüf edilmemektedir.Geçen sene Romanya Bisiklet turuna iştirak etmek suretiyle parlak bir başarı ve gelecek göstermiş olan Orhan Suda ,İzmit Akyeşil spor kulübü bisikletçisidir.Yaşı henüz küçük olan Orhan Bisklete karşı gösterdiği çok derin sevgi ile Akyeşil idarecilerinin dikkatlerini üzerine toplamış ve yine akyeşil ‘in uluslararası bisikletçilerinden Yunus Nüzhetin antrenörlüğü altında antranmanlarını yapmıştır.Orhan bir iki yıl içerisinde enerjik ve fedakarane çalışmaları neticesinde Türkiyenin en seçkin bisiklet sporcuları arasına yükselmiş ve bu defa da olimpiyatlara gönderilecek

1936’DA KOCAELİN’DE BİSİKLET TURU
1936 Yılı Kocaeli deki sor yaşamının en aktif yaşandıgı bir yıl olmuştu.Kocaeli bölgesinde ajanlıklara bölünmüş her spor branşında bir başkan seçilerek yeni bölge heyetleri oluşturulmuştur.Bisiklet sporu branşında Ak yeşil spor kulübünden Yunus Nüzhet Onat Kocaeli bölgesi bisiklet sporu ajanı seçilmiştir.1936 da Kocaeli deki bisiklet sporundaki faaliyetleri türk spor kurumu dergiside şu şekilde yazılmıştı.
“Bisiklet ajanlığı yeni bir çalışma proğramı hazırlanmış ve mevcut elemanları mıntıka birinciliklerine hazırlık idmanlarına muntazam bir sürette Türkiye bisiklet sürat şampiyonu Yunus un nezareti altında başlamış bulunmaktadır.Mıntıka eylül ayı içerisinde muhtelif bisiklet müsabakaları tertit etmiştir.Aynı zamanda A takımdan 2 tane ve B takımından 2 kişiden oluşan bir takımında komşu bölgelerde tertip olunacak bisiklet ayrışmalarına katılmaları kararlaştırılmıştır.(Türk spor dergisiS-4/529,8,1936
İZMİTLİ BİSİKLETÇİLERİN BURSA SEYAHATİ

İzmitli bisiklet sporcuları faaliyet gösterdikleri sporun her dalında komşu sporcu arkadaşlarıyla her zaman yakın bir ilişki ve dostluk kurmuş 1923-1924 yıllarından başlayarak
Bursa gibi yakın şehirlere bisiklet gezisi ve ziyaretleri düzenlemişlerdir.Bu ziyaretlerde çeşitli spor branşlarında dosluk karşılaşmaları yapılmıştır.Spor porstası adlı spor dergisinde Kocaeli bölgesi spor haberlerini yazanCevdet Yakup Baykal 1936 yılında Kocaeli bölgesi bisiklet sporcularının Bursa ya yapmış oldugu ziyaretlerini şöyle kaleme almıştır.
“İzmt Ak Yeşil sporun Berlin olimpiyatlarına ve Rusya seyahatlerine iştirak eden ünlü bisikletçisi Orhan ın başkanlığında biri İdman Yurdundan ve dördü Ak yeşil spor kulübünden olmak üzere toplam 5 bisikletçi Bursa seyehatine çıkmışlardı.Bu seyehat 180 km mesafade idi.Bisiklet sporcuları İzmit-Karamürsel-Yalova –Ohangazi –Gemlik yolu ile Bursaya gittiler.Seyehatleri çok güzel ve eglenceli geçmiş,gittikleri heryerde ve yerel memleket gençliğinden ve büyüklerinden ilği alaka ve yardım görmüşlerdir.Bursada üç gün kalan İzmit bisikletçileri oradan Bekir isminde bir bisikletçi ile bir müsabaka tertip etmek arzusunu besliyorlardı.Bekir in Eskişehirde bulunuşu bu arzularının yerine getirilmesine oyıl için fırsat vermemiştir.İzmitli bisikletçiler önceki gün şehrimize döndüler ve arkadaşları tarafından parlak bir tören şeklinde karşılandılar.(spor postası-16 kasım1936S-10-11 )
1937’DE BURSALI BİSİKLETÇİLER İZMİT’TE

1936 yılında izmitli bisikletçilerin Bursaya yapmış oldukları gezisine Bursalı bisikletçiler 1937 de yaıt vermişlerdi. Marmar turuna çıkan Bursa bölgesi bisikletçileri izmite ugramış ve izmitli bisikletçilerin konukları olmuşlardı.Kocaeli de bu ziyaret sırasında müsabakalar düzenlenmişti.Türk spor kurumu dergisi bu geziyi okurlarına şöyle duyurmuştu.”Marmara turuna çıkan Bursalı bisikletçiler turlarını bitirerek İstanbul yolundan izmite geldiler.Ajanlıkça hafta içinde Kocaeli bisikletçileri ile Bursalı misafir bisikletçiler arasında 22 km lik bir müsabaka tertip edilmiştir.Bu müsbakaya Bursadan Faruk-Hikmet-Hüsamettin-İzmitten Vahdet –İbrahim-ve mithat iştirak ettiler yarışmayı 49 dk da vahdet birinci İbrahim (sprinte lastiği patlayarak ) ikinci Bursadan hikmet de üçüncü olmuşlardı.Takım puanları izmit bölgesi 13—Bursa Bölgesi de 8 puan almıştır.Bu yarışmanın ilk rövanşı Ekim de Bursa da yine iki takım arasında yapılması kararlaştırılmıştır.
KOCAELİ BİSİKLETÇİLERİ ANKARA’DA
Kocaelili bisikletçilerin antrenman sahası izmitin cadde ve sokakları arnavut kaldırımlı kesme taş zeminli tozlu topraklı yollarıydı.Asfalt yol Kocaeli bölgesi ve çevresinde yok denecek kadar azdı.Kocaelili bisikletçiler bu yollarda bisiklet sporunu öğrenmiş bu tozlu topraklı yokuşlu yollarda antrenmanlar yaparak Türkiyeyi olimpiyatlarda temsiledecek yetenekteki sporcular olarak adlarını Türk bisiklet sporu tarihine yazdırmayı başarmışlardır.
1937 yılında Kocaeli bisikletçileri Ankarada Ankaralı bisikletçiler ile karşılaşmış fakat başarılı olamamışlardır.Bunun en önemli nedenlerinden biri Ankaranın düzgün asfalt yollarında Kocaelili bisikletçilerinin alışık olmayışı idi .Türk Spor Kurumu Dergisi Ankarada yapılan bu bisiklet müsabakasını sayfalarına şu şekilde yazmıştı.

ANKARA—KOCAELİ BİSİKLET YARIŞMASI
“Kocaeli bölgesi bisikletçileri dün dörder kişilik bisiklet takımlarıyla senenin ilk bölge temasını yaptılar.yarışma Akköprü-Çiftlik asfalt yolunda 4 kez gidip gelme suretiyle toplam 52 km lik bir mesafe üzerinden yapıldı.Yarışma başlar başlamaz daha teknik olan Ankara takımı toplu bir halde rakip kuvveti artmak üzere başa geçmiş ve süratini en azamiye çıkartarakilerlemeye başlamışlardır.Buna mukabil Kocaeli bisiklet takımı aynı taktiği takib ederek ankara takımını takip edecegi beklenirken kaçan Ankara takımını tutmak için bu dört Kocaelili bisikletçi dagınık bir halde Ankara takımını takip etmesi beklenirken koşan takımı tutmak için bu dört koşucu dagınık bir halde Ankara takımını peşine düşmüş bir halde ve dört km sonra bu hal fena bir vaziyet alarak her birinin arasındaki mesafeler 50 şer ve yüz er metreyi bulmuşturki Ankara takımı yarışmanın son yüz metresine kadar hep bir arada gelmiş ve son sprintte Faruk Birinci ,İsmail ikinci ,Yakup üçüncü ,Nuri Kuş dördüncü ve bunlardan 11 dk sonra Kocaeliden İbrahim beşinci gelmiştir.Kocaelinin diger koşucularından Vahdet lastiği patladığından yarışmayı terk etmiş ve Mithat ve Kadri de kırkıncı km de düşürek yarışma harici kalmışlardır.Bu müsabaka sonucunda Takımlar şu şakilde tesbit edilmişti.Ankara;Faruk-Nuri Kuş-Yakup-İsmail.Kocaeli Kadri-Mithat-İbrahim-Vahdet Kocaeli takımını getiren milli takım bisikletçilerinden Orhan Suda spor muhabirimizin yarışma hakkındaki düşüncelerinin ne olduğunu sorduğunda é-Biz kendimizi çok kuvvetli görüyorduk ve yarışıda kazanacagımıza hiç şüphe etmiyordum.Fakat sonuç tamamıylaaksi çıkmıştır.Ankara bisikletçilerini kendimize nazaran çok daha teknik buldum Aramızdaki zaman farkının 11 dk olmanasının nedeni kanaatimce şudur.Bizim çocuklar bozuk yollarda çalışıyorlar.Buna mukabil Ankaralılar asfalt yollarda çalışıyorlar.İşte bunun neticesindedirki Ankaralı bisikletçiler bize nazaran daha muntazam ve daha seri pedal çeviriyolar fakat biz bunu düşündüğümüzden çok daha fazlabulduk.(Türk Spor Kurumu dergisiS.44 3.5.1937)Bu tarihten sonra taki 1978 yılana kadar kocaeli bisikletçileri çeşitli mahalli yaşamı uzun olmayan spor kulüplerinde ve beden terbiyesi dediğimiz bölge takımı adı altında çalışmalarını kendi imkanları ölçüsünde devam ettirdiler.Bu arada gelecek vadeden kocaelili bisiklet sporcuları istanbul daki bisiklet kulüplerinde spor yaşantılarını sürdürmüşlerdir.(Bu sporcularınmızın bir kısmının isimleri ana sayfadaki milli sporcular listesinde bulunmaktadır.
Ayrıca Kocaeli ve türk sporuna bisiklet tarihine adı altın harflerle yazdıracak,türk bisikletine yönverecek olan lassa spor bisiklet takımının 1978 yılında kurulması ile kocaeli bisikleti bir araya toplanmıştır.(NOT:bu kulübümüz daha sonra ismini Brisaspor olarak değiştirmiş Sabancı Holdinğ' in tek spor branşı olarak çalışmalara devam etmiştir).Bu tarihten sonra kocaeli ve türk bisikletinde çok şeyler değişmiştir.Takım ve ferdi Türkiye şampiyonluklarına 2009 defaatle kazanmışlardır.Cumhur başkanlığı Türkiye bisiklet turunu 2000-2007 yılları arasında 7 kez takım 5 kez de genel ferdi olarak kazanmışlardır.İlimizden bu külübümüzünde antrenörlüğünü yapan HASAN SERT-OSMAN ALEV-TAMER VURAL -MEHMET BOZDEMİR- zaman zaman türk bisiklet milli takımımıza antrenör olarak hizmet vermişlerdir.Ayrıca türkiyede 1998 yılnda boluda ilk yapılan Dağbisiklet Türkiye şampiyonasında bölge antrenörü Mehmet BOZDEMİR Türkiye şampiyonu olmuş olup dağ bisikleti branşındada Daha önceki yıllarda ilimiz sporcusu olup olimpiyatlara katılan ORHAN SUDA(1936 BERLİN ve 1948 LONDRA)(1928 AMSTERDAM)-YUNUS NÜZHET ONAT(1928 AMSTERDAM) MUZAFFER ÖZTÜRK-1972-MÜNİH)Kocaeli Brisaspor kulübü sporcusu Bilal AKGÜL 2008 PEKİN olimpiyatlarında ülkemizi temsil etmişlerdir.Ayrıca ilimizde 1981 yılında Atatürkün doğumunun 100 nci yılı nedeniyle uluslararası tur düzenlenmiş fakat devamı getirilememiştir.1998 yılında türk bisikletinde ilkez kocaeli brisaspor kulübü yabancı antrenör ve sporcu ile müsabakalara katılmıştır.
İLİMİZİN SON DÖNEM BİSİKLET İLE İLĞİLİ DEĞERLİ İSİMLERİ:
-ORHAN SUDA: 1916 yılında doğdubisiklete 1933 yılında başladı.1936 ve 1948 olimpiyatlarına katılan bisiklet milli takımında yer aldı. 1942 de istanbul-edirne-istanbul yarışını kazandı.1937 de moskova yarışmasında 2nci oldu.1940 yılın balkan 2ncisi oldu.bisiklet kocaeli ajanlığı ,bisiklet federasyonu as başkanlığı görevlerinde bulundu.türk bisikletinin en önemli isimlerinden oldu.
-YUNUS NÜZHET UNAT:(d. 1908 - ö. 27 Temmuz 1999), Kocaelili bisikletçi ,11 dönem millit vekili ve türk tiyatro su ilk oyun yazara.1928 amstredam olimpiyatların da bisiklet milli takımında ülkemizi temsil etti.
KUDRET ER/Türk bisikletinin geçmişini ve kendisini anlatıyor. Kocaeli bisiklet döneminin başarılı pedallarından biri,federasyon teknik kurullarında görev aldı ,Kocaeli bisiklet il ajanlığı yaptı1975, Hasan Sert, Muzaffer Öztürk, Osman Alev ,Faruk şeker vs. isimleri bisiklet sporuna kazandırdı. “O günlerde başka güzeldi, belki birçok şey eksikti ama yine de ayrı bir güzelliği vardı. Mesela o zamanlar güreşçi mayosu giyerdik, formadan bahsetmek ise mümkün değildi. Bayo lastik kullanıyorduk. Bayo lastiğin derdi büyüktü. Niye? Burulmuyordu. İlk lastiği taşıdığımızda sekiz yapıp omzumuza takıyorduk. Sonra sonra Avrupalılardan görerek selenin arkasına bağlamayı öğrendik. Katlayıp ikiz yapıyorduk, bir bez doluyorduk etrafına, karpiye kayışıyla sıkıyorduk sonrasında. Lastiğin mi patladı, al o yedeği sırtına, tak yenisini. Yarışlarda kendi patlağımızı kendimiz tamir ederdik, takım arabası yoktu. Zaten takım da yoktu, bireysel yarışırdık. Takım arabası olsaydı ne olurdu o da ayrı bir konu, bize vereceği bir yedek jant yoktu ki. Jant demişken, hatta o dönemlerde bende tahta jant vardı. Antrenmanlarda kullanıyordum. O da İtalya’dan geldi. Zaten Türkiye’de jant yapan yoktu halen de yok.” dedi. Oldukça güleç yüzlü 86 yaşında biriyle sohbet etmek her zaman başıma gelen olaylardan biri değildi. Karşımda Kudret Er bütün sevimliliği ile duruyordu. Bu röportajda çok soru sorma hevesinde değildim, ona sormaktan ziyade anlatacaklarını dinlemenin daha faydalı olacağı kanaatindeydim, netice itibariyle Kudret Er’in profesyonel bisiklet sporculuğu başladığı yıllarda benim annemin dünyaya gözlerini açmasına iki yıl daha vardı. Hangi soruyu sormak en doğrusu olabilir konusunda şüphelerim vardı. Bundan 60 yıl öncesini bize anlatırken biz aklımızda anlattıklarını canlandırmaya çalışıyorduk. Ayakkabı da bizde farklıydı. Şimdiki ayakkabılar yoktu, kendi ayakkabımızı kendimiz yapardık. Astar ile kösele taban arasına bildiğimiz demir testeresinden bir parça yerleştirirdik. Ayakkabı dikildiğinde o parça köselenin arasında kalırdı. Bu sistemde normal bir vida kullanamazsınız dolayısıyla. Ancak dişli saç vidası kullanabilirsiniz. Avrupa’da da durum çok farklı değildi o dönemler, bizden ne kadar ileride de olsalar biz de yöntemleri onlardan görüp uyguluyorduk. Lastiği sekiz yapıp omuzlarına onlar da takıyorlardı. Sonra selenin arkasına takmaya başladıklarında biz de onlardan görüp aynı yöntemleri uyguladık. Kask da yoktu, ben de sadece Konya’da pistte kask kullanmıştım. Ayakkabıcıya gittim. Yapar mısın dedim, yaparım dedi. Önce şerit dikip içine pamuk koyuyorlardı. Hiç bir koruması yoktu.” 1950’ler “Federasyonun bölgelere dağıttığı bisikletlerden dolayı iyi bisikletlere binebiliyorduk. 1954 senesinde benim de bu şekilde edindiğim bisiklet Terrot markaydı. Küçük aynakol 46, büyük aynakol 51 idi. O yıllarda daha küçük aynakol bulunmazdı. Şimdi 34’e kadar düştü. Bu sistemler çok farklı. Dişli oranları ile ilgili de küçük bir anım var. İrfan, Türkiye Şampiyonası’nı koşuyor gençlerde. İrfan’ı Bülent tutuyor. Uzun zamandır spordan uzaktım ve onlar da benim talebelerimdi. Hasan Sert, Osman, Muzaffer gibi milli olmuş sporcular bu talebelerin içindeydi. Bana ısrar ettiler gel de bu yarışı mutlaka izle dediler. Osman ise antrenördü ve bana sordu abi ne yapalım? Bak İrfan gidiyor, pedal kesin dedim, Kalaycıbayırı’nı çıkacaksınız Adapazarı yolundaki, aradaki mesafeyi kaybetmeden pedal kesin dedim. Tabi burada önemli olan ben hep eski dişli oranlarını göz önünde bulunduruyorum. 10-15 sene ayrılıktan sonra tabi sistemler değişmişti. Açma lastiklerden ve aynakolun dişli sayıları gibi gelişmelerden bihaberim. Ben aradaki mesafeyi kaybetmeden pedal kes dedim. Fakat İrfan da pedal kesti. Ama asıl pedal kesmesi gereken İrfan değil Bülent’ti. Kudret’in düşündüğü bir şey varsa doğrudur diye düşünmüştü. Netice itibariyle şöyle bir durum oldu. İkisi de kuvvetli. Kalaycıbayırı’na dolu fişek girsinler istedim. Neticede İrfan aldı yarışı. Fakat beni şaşırtan 15 tur olan yarışta o yokuşu nasıl çıktıklarıydı. 15 tur, bu çocuk oyuncağı değil. Biz bitmişiz ya dedim. Demek ki biz boşuna pedal çevirmiştik. Aklıma gelen buydu. Sonradan öğrendim ki 34’e kadar dişliler düşmüş. Ama 46 nerede 34 nerede, 12 diş, çocuk oyuncağı değil bu. Neticede İrfan aldı yarışı. Ben halen kendi bisikletimde 34 dişli görmedim. 39 dişli kullanıyorum, bayır gördüğüm zaman korkuyorum.” Kudret Er artık ısınmıştı. Çaylarımızı söylerken “benimki demli olsun” dedi. Belli ki muhabbet de koyulaşacaktı. Bisiklete nasıl başladığını sormadan edemedim; “Sporla tanışmam kardeşim sayesinde oldu. Kardeşim benden daha önce profesyonel olmuş bir sporcudur, yüzücüydü. İzmit’teki tüm yarışları kazanınca, onu Galatarasaray yüzme takımına almışlardı. Orada şampiyonlukları vardı. Kıskanıyordum. O gidiyor yüzüyor. Ben ise halen doğru düzgün yüzemem. O dönemde de futbol, atletizm her şeyi denedim. Ama olmadı. Sonunda tesadüfen bisikletçi oldum. Bisiklete de orada düz bir bisikletle başladım. O zaman Kocaeli Bisiklet Takımı antrenman yapıyor, gençlik işte, onları görünce normal bir bisikletle peşlerine takıldım. Peşlerine takıldım ama bayağı bir gitmişim ki antrenörleri Tahir Taşçı, onları bıraktı benimle geldi. Ertesi gün babamı ziyaret etti, Kudret’i alıyorum dedi. Bisiklete öyle başladım. Burada şunu demek isterim. Anne babalar çocuklarını kendi kafalarına göre bir yöne yönlendirmemeli. Çocuklarını kendi haline bıraktıklarında çocuğun yönelimi ne tarafa olursa o alanda desteklemeli. Benim ailemin desteği ise babamla oldu. Beni desteklemekten hiç vazgeçmedi. Bir şeyi anlatmak isterim. Edirne yarışları geliyordu. O zamanlar yuvarlak teneke ballar vardı. O balın içerisine fındık içi ezmiş. Tereyağı koymuş. Onları güzelce karmış, bana bir tek laf etti. Bunu dedi bitireceksin, bana boş getireceksin. İki günde o karışımı bitirdim. Yarışı da bitirdim. Bunlar önemli şeyler. Şimdi sıvılar, jeller var. Biz onları bilmezdik. Hem yoktu hem de bilgimiz yoktu. Onları bırak, başımızda bisikleti öğretecek biri de yoktu. Herkes bir şey söylerdi. Biz tecrübe ede ede öğrenirdik. Yap boz hikayesiydi bizimkisi. Dolayısıyla aslında en iyi zamanımda bisikleti bıraktığımı söyleyebilirim.” “Mesela Ankara – İzmir yarışı. Sene 1954. Ondan evvel Bursa’da yarış koştum, İstanbul’da koştum. Oralarda birincilik alınca ismim duyuldu. 53 senesinde Yugoslavlarla koştum. Ankara – İstanbul yarışı. Böylelikle Ankara – İzmir yarışına ismen çağrıldım Kocaeli’nden. Kızılcahamam’a altıncı, Bolu’ya beşinci giriyorum ama bunlardan bihaberim. Sorarsan öğreniyorsun sormazsan bilmiyorsun durum öyle. Onları bilsen yarışa göre strateji yaparsın. Açıkçası ezbere bir yarış koşardık. Nedir ezbere? Bas! Adamın birisi atak yapmış, bas! Şimdi domestik diyorlar. Domestik hak getire, fedaiyi de bilmiyoruz. Halbuki o atakları kovalayan birisi olsa sen rahat edersin, finişe sağlam girersin.” Antrenmanlara çokça yalnız çıkardım. Ankara’da takımla antrenman yaptığımız da olurdu. O zamanlar Aytekin vardı. Ünal Tolun vardı, Memiş vardı, Necat Kayserili, Nejat Palazkar. Kızılcahamam’a giderdik. Gidiş dönüş 160 km. Daha fazlasına gerek yoktu zaten. Haftada en az üç kere çıkardık. Aklıma bir anı geldi, Eskişehir’de takım olarak bir yarış koşacağız, federasyonun takip ettiği bir yarış. Bizim takımımız Muhafız Gücü takımı. Ben de bu takımın kurucusuydum aynı zamanda. Ankara takımı olarak Gölbaşı’na antrenmana çıktık. Fakat gidemedik. Takım olarak ölmüşüz bisiklet gitmiyor ve hepimizde durum aynı. O kadar antrenman yapmışız ki takım olarak sürrantrene olmuşuz. Bakın dedim bizim yapacağımız bir iş yok. Buradan dönüyoruz. İçlerinde en büyük bendim. Eksik olmasınlar beni dinlerlerdi. Eskişehir’deki yarışa bir hafta var. Dönünce bisikletleri bir hafta boyunca görmeyeceğimiz bir yere saklıyoruz dedim. İtalya’dan bisiklet mecmuaları gelirdi. Hırs bassın diye onlara bakardık, onlara da bakmak yok dedim. Bir hafta bisikleti unutun dedim. Eskişehir’de Allah kerim dedim, ne olacaksa orada olsun. Eskişehir’e geldik. Herkes çok iddialı, bize sorduklarında biz yarışı bitirmeye geldik dedim. Bunu söylerken tevazu ile değil, bir hafta önce bitmişiz ya ne olacağımızı bilmiyoruz ondan. Ataklı bir yarış oldu. Atak üstüne atak. Yanlışım yoksa 125km’ yi 3 saat 13 dakikada bitirdik. Birçok arkadaş da terk etti yarışı. Mustafa Polatlı tekerlek farkıyla birinci ben ikinci gidiyorum, arkadan grup geliyor. Aytekin grubun içinde. Alır dedim yarışı. Ve üçüncü de o oldu. Bir iki üç Ankara. Ama bak idmansız bisiklete binilir mi? Binilir. Bu hale düştüysen binilir, ufak bir ısınma yapar sonra basarsın, gidersin. Ama idmanlısın, formdasın bisiklete binmemişsin işte o zaman gidemezsin. Ben o yarışta 14-22 kullandım. Aynakol ise tek ayna 48 idi. Meşhur Kanlıpınarları yokuşunu böyle bir bisikletle çıkmıştım.” O sene yine Kasım ayında İstanbul – Edirne yarışı koştuk. Ertesi gün ise Edirne – İstanbul yarışı koştuk. O yarışta da aynı bisikleti kullandım. 11kg ağırlığında bir bisikletti. Bisikletçiler arasında da kötü bilinen bir İtalyan malı bisikletti. Ona kötükanlı derdim. 48 dişli tek aynakol. O rotada Devebağırtan yokuşu vardı. Çıktığımız yokuş zaten adından belli, Devebağırtan. 260km gidiş 260km dönüş yarışıydı. Dönüşte de etabı aldım. Genel klasmanda da kürsüdeydim. 52 senelerinde 46-51’ler. 55 senesinde ise 42 aynakollar görülüyordu. Ben bir kere seri adamım. Küçük dişliyi seri çeviren sert dişliyi de çevirir. Ama aksi olmaz. Mesela 16’lı çevirenin yanında 17 veya 18 dişlisi çeviriyorsan her an geçersin onu. 14’lü dişliyi az kullanırdım. Bizim zamanımızda daha küçüğü yoktu. Yokuş aşağı veya finişte kullanıyordum. Seriye alıştırmıştım kendimi. Mesela hiç kramp girmedi bana. Sert dişlide çevirirsen, antrenmanın da eksikse kramp girer. Sprintede sol ayağımı kullanarak kalkarım. Benim için bisiklette sol ayak yemek yerken sağ el kullanmak gibidir. Kudret Er’e lakabını ise Muhafız Alayı’nda takmışlar. Muhafız Alayı Bisiklet Takımı’nın da kurucusu olan Kudret Er bize o günleri de anlattı; “Muhafız gücünde hızlı derlerdi bana. Hızlı geldi hızlı gitti derlerdi. Çünkü antrenmanda ısınma diye bir şey bilmezdim. Atladığım gibi basar giderdim. Muhafız Alayı Bisiklet Takımı ise şöyle kuruldu. Ben asker oldum, Mamak’tayım. Muhafız Alayı’na geldim. Federasyon başkanı o zaman Talat Bey’di. Talat Bey’e gittim, ben koşmak istiyorum dedim. Gidiyorum geliyorum nafile. Babama mektup yazdım. Saadettin Yalınlı ve Nusret Polat vardı eski milli bisikletçi miletvekillerimizdi. Saadettin Bey’e durumu bildirdik. O arada acemiyken bir mahalli gazetede benimle ilgili bir yazı yazılmış. O gazete yazısını bir arkadaşım bana mektupla göndermiş. Tabi gazete bana gelene kadar komutanlar bütün mektupları okuyorlar. Tam dağıtım oluyor ben heyecan içindeyim. Bisiklet getirdiler ben acemiyken. O meşhur bisikleti getirdiler. Kötükanlıyı getirdiler. Ve o yazının sayesinde acemiyken bisiklete bindim ben. Büyük bir avantajdı. Dağıtım olduğu zamanda beni Muhafız Alayı’nın hemen arkasındaki bölüğe verdiler. Bir hafta sonra da beni Muhafız Alayı’na aldılar. Beni misafir ettiler. O zaman Sebahattin Erman yüzbaşıydı daha sonra beden terbiye genel müdürü oldu. Fenerbahçe’nin futbolcularından Bomba Sebahattin olur kendisi. Onun gayretleri ile Muhafız Alayı Bisiklet Takımı’nı kurdum ve teskere aldım. Muhafız Alayı Bisiklet Takımı ile Türkiye ikincisi oldum. Sebahattin Erman ağırlıklı olarak futbola eğiliyordu. Futboldan başka basket, güreş ve maraton düşünmüşler. Ben ise birkaç isim verdim. Sefa Aytekin, Eskişehir’den Fehmi Kürsü gibi isimler verdim. Yılmaz Markacı, Mustafa Palazka, Celal Fidan. O zamanın en iyi bisikletçileri, beni saymazsan tabi. Ben teskere aldım ve üç ay sonra onlar geldi. İstanbul’dan arkadaşlarımla beraber hayvan vagonlarında geldik. O zamanlar öyle normal vagonlar yoktu. Eskişehir’de 125km’yi 3 saat 18 dakikada koştum. 100km’yi 2 saat 33 dakikada koştum. Çok iyi ortalama. O zamanlar 1059 kilometrelik yarışta biz sadece 200km asfalt görürdük. Yarışları trafiğe açık yollarda yapardık. Bu şartları düşündüğünüzde çok iyi derecelerdi. İstanbul – Edirne yarışı. Yokuş çıkıyoruz, Edirne’ye ben 5. girdim. Sait’in kaçıncı olduğunu bilmiyorum. Aynı yolu geri dönüyoruz, şimdiki ruble farkını bir kenara bıraktım benim aynakolum 48. Yokuşu çıkıyoruz. Konyalı Ahmet Renkyorgancı da yarışta ve iyi bir pistçidir. Biz sıyırdık grubu. Sait, Ahmet ve ben Devabağırtan yokuşunu çıkıyoruz. Ben Sait’i Muhafız Alayı’na alabilmek için yarışı ona vermek istiyorum. Kafamdan geçen o. Sait bir atak yaptı yokuşun tepesinde, arkasından ben bastım tabi. Ben 48-22 çeviriyorum o zaman. Ahmet Renkyorgancı tepeyi bitiremedi, düştü sonra tekrar kalktı bindi. Yokuşun son 50-100 metresinde olan bir atak bu. Bize ayak uyduramadı. Biz Sait Toy’la beraber Topkapı’ya giriyoruz. Arayı çok açtık, değişerek gidiyoruz. Ama bir Allah’ın kulu aranızdaki mesafe şu diye söylemiyor. Böyle bir bilgi olsa ben genel klasmanı alacağım. Veya Sait alacak. İkimizden birisi alacak neticede. Çizgiye yaklaştık, aşağı yukarı 500 metre falan kaldı. Arabaların arkasından birisi, Allah rahmet eylesin İstanbul’lu bisikletçilerden Ekrem Özkahya bas dedi Ahmet geliyor, aman bas Sait bas Sait dedi. Nasıl gelir biz arayı çok açmıştık. Yolu da bilmek çok önemli. Topkapı’nın bitiş yeride meyillidir. Serilik burada öne çıkıyor. Ben tam orada hadi Sait hızlı, hadi Sait deryara gir dedim. Kafama koydum ya ben zaten almışım alacağımı ama 18 ile bisikleti kaldırdığım için Sait arkamda deryara girene kadar ben yarışı bitirmişim. Seriliğin faydası bu, o mutlaka 14 çeviriyordu. Eğer Ahmet Renkyorgancı o şekilde gelmeseydi ben yarışı Sait’e bırakacaktım. Bu tip şeyler o zamanlar maalesef oluyordu. Ben hayatımda ne yarış terk ettim ne de arabanın deryarına girdim. En büyük rakibim Aytekin İpek’tir. Hayatta kimseden çekinmemişimdir. Ama Aytekin’i viteste geçememişimdir. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aytekin mesela kendini iyi hissetmediği zaman yarışa girmezdi. Bir keresinde rahmetli Aytekin’i finişe ölü getireceğim dedim ama gene aldı yarışı. 150 metrenin içerisine sokunca hiç affetmezdi. Onun hocalığını da Erol Kumcuoğlu yaptı. Çok seri çevirirdi. O da sprintçidir. Sollan basarken sağlan çekmesini bilir. Allem edeceksin kallem edeceksin sabredeceksin ve rakibini o son 150 metreye getireceksin, sen erken kalkarsan sonunu ise getiremezsin. 1959’da bırakmamın sebebi sırf milli takım davasından. O zamanlar bir Mısır yarışı gündeme geldi. Etaplı bir yarıştı, 11 etaplı ve ben de etapçıyım. 1954’te hem Bolu – Adapazarı uzun mesafe yarışını alıyorum, hem kısa mesafe olan Adapazarı – İzmit yarışını alıyorum. Yani hem süratliyim hem mukavemet edebiliyorum. Bu herkeste olan bir şey değil. 56 senesinde federasyon yarışlarında puanlama da yine birinciydim. Ama benim için Kudret Er’i tanımıyoruz demişler. Neticede Mısır’a götürülmedim. Bir küskünlük yaşadım ve 59’da bisikleti bıraktım. İzmit’te ajanlık (bisiklet il temsilcisi) yaptım. Kocaeli’nde takım çalıştırdım. 76’ya kadar bisiklet ajanıydım. 76’da tayinle İstanbul’a geldim. Hasan Sert, Osman Ali, Muzaffer Ertürk gibi milli sporcuları buldum yetiştirdim. Babaları gibiydim. Haluk Günözgen, Adapazarlı Lütfü’de bile emeklerim az çok oldu. O zamanlar Marmara Turu vardı. Ondan sonra Asya turu denildi. Bisikleti bıraktığım 1959’dan sonra ısrar üzerine girdim. Takımın bir şeyler yapması için. Nitekim Osman yine bir şeyler yaptı o yarışta. Tekirdağ etabında bizim Osman Alev’in lastiği patladı. İndim bisikletten kendi bisikletimi verdim. Onun bisikleti 60 kadro. Benimkisi 53. Benim o bisikleti kullanmam için yatırmam lazım. Kulakları çınlasın. Çetin Yüce de yeni başlamış bisiklete. O müsabakayı girmiş. Baktım o da geliyor. Yedek lastiğini ver dedim. O da yaşımın büyük olmasından çekindi benden, verdi lastiği. Tamir ettikten sonra, bisiklet büyük olduğu için ben kadro üzerinde gittim ve Osman’a yetiştim. Al bisikletini ver bisikletimi dedim ve finişe ikinci girdim. Lassa’da anlatmadığı kimse kalmamış. Beni onlarla tanıştırdı. 86 yaşında halen spor yapabilmemi spor disiplinine borçluyum. Yemeye içmeye dikkat ederim. Sigara hiç kullanmadım, uykuma dikkat ederim bu sporun verdiği disiplin. Bütün bunları bisiklet sporuna borçluyum. 10 yıl önce eşimin vefatından sonra da hayata bisikletle tutundum. Şimdi Bostancı ve Beylerbeyi’ne girmeden Anadolu yakasında bisiklete binmeye devam ediyorum. Haftada üç gün binmeye çalışıyorum. Ben hayatımda hiç kaza görmedim. Bugün antrenmanda ya da yarışlarda, genç arkadaşlara birbirlerini destekleyerek gitmelerini tavsiye ederim. Biri 300 metre çekiyor diğeri 200 metre çekiyorsa birbirlerine burun kıvırmasınlar. Biz hep yalnız başımıza yarıştık, bizim için bisiklet bireysel spordu. Devamlı bas şeklinde yarışırdık. 50 metredeki telefon direklerinden mesafe ölçerdik. Direklerden hayali rakip yapar basardık. Ama bisiklet aslında takım sporudur. Bisikletin takım sporu olduğunu unutmasınlar. -SADETTİN YALIM:1911 yılında dünyaya geldi türk bisikletinin ilk önemli isimlerinden bisiklete kocaelide başladı.sadece bölgesinin degil ülkenin en başarılı pedallarında dı ilk önemli turlarda ve türkiye şampiyonalarınad ayrıca milli takım forması ile yarıştığı müsabakalarda dereceler aldı.Bisikletin gelişmesi için uzun yıllar çaba gösterdi.İzmit belediye başkanlığı yaptı.
-TAHİR DÜZGÖREN: 1901 yılında doğdu bisiklet 18 yaşında kocaeli de başladıbölgesel ve türkiye yarışmalarında derecer aldı milli takım ile müsabakalara katıldı.kocaeli bisiklet ajanlığı yaptı.bisikletin öncü hakemlerinden oldu .Bisiklet hakemliğinin gelişmesi için çalışmalarda bulundu.
-HASAN SERT :İzmitte doğdu ve bisiklete bölge takımında başladı .Bölge yarışmalarında başarılar elde etti.milli takıma yükseldi.Kocaeli Lassaspor kulübünün kurulmasına öncülük etti.Bölge ve milli takım antrenörlüğü,federasyon yönetim kurulu üyeliği,balkan bisiklet birliği as başkanlığı görevlerinde bulundu.
-OSMAN ALEV:kocaelinde bisiklet başladı.Bölgesel ve ulusal yarışmlarda başarılar kazandı.Milli takıma çağrıldı.Bölge ve milli takım antrenörlüğünü yaptı.federasyon teknik kurulda görevler aldı.
-MUZAFFER ÖZTÜRK:Bisiklete kocaelinde başladı.bölgesel yarışmalarda derceler elde etti. türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım forması ile uluslararası yarışmalara katıldı.1972 münih olimpiyatlarına katılan takımda yer aldı.bölgesisklet antrenörlüğü yaptı.
-NAZIM YAŞA: kocaeli bölgesinde bisiklet başlayıp ülke şampiyonlukları kazanarak. milli takıma yükselen ülkenin en teknik bir bisikletçisi oldu.17nci türkiye turunun erdek-çanakkale ve gelibolu tekirdağ etaplarına 2ncilik kazandı.aynı turda genel ferdi 9.nculuk ile tamamladı.
-SALİH KORKMAZ: 1964 te bulgaristanda dogdu bisiklete kocaeli de lassasporda başladı.kulübü ile türkiyede ve yurt dışındaki yaraışmalarda dereceler kazandı.türkiye turunda milli takım forması ile kuşadsı-izmir etabını kazandı.Van gölü turunu kazandı.
-METİN GEDİKSİZ: 1967 de ankarada doğdu bisiklet burda başladı.kocaeli lassaspor formasını giydi bölgeler ve türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım ile akdeniz oyunları balkan şampiyonası ve türkiye turlarına katıldı.
-MUSA DEMİROĞLU: 1962 de dogdu bisiklet lassaspor kulübünde başladı.Milli takım forması ile uluslararası ve balkan şampiyonalarına katıldı.Kulübü ile türkiye takım ve feri dereceri kazandı.
-TURAN YILDIRIM: 1965 de dogdu.14 yaşında kocaeli bölgesinde yarışmalara başladı.lassaspor kulübüne geçti.türkiye de ve yurt dışında kulübü ve milli takım formaları ile dereceler kazandı.
-TAMER VURAL: 1966 gölcükte dogdu,bisiklete kocaeli lassasporda başladı.türkiye takım ve ferdi şampiyonlukları kazandı.akdeniz oyunlarına katıldı.azerbeycan turunu kazandı.
-NADİR YAVUZ:1971 Kocaeli doğumlu sporcumuz 90 lı yılların ilimiz ve ülkemiz adına büyük başarılar kazanmış 300 kez milli forma ile başarıyla yarışmış yetenekli sporcumuzdur.2000 yılında sporcu olarak emek verdiği
-MURAT GİRGİN: 1968 yılında izmitte dogdu kocaeli lassasporda bisiklet başladı.bölgesel ve türkiye dereceleri kazandı.milli formayı giydi.balkan şampiyonasına katıldı.
-ALPARSLAN ÖZGÜL: adapazarında dogdu.bisiklete şekersporda başladı kocaeli lassaspor kulübüne geçti gençler kategorisinde türkiye şampiyonu oldu.milli forma ile balkan şampiyonası ile türkiye turuna katıldı.
-ADEM ÇOLAK:bursada doğdu bisikelede bu bölgede başladı çeşitli dereceler kazandı .Kocaeli lassaspor forması ile takım ve ferdi türkiye şampiyonlukları kazandı.Milli takım ile türkiye turlarında ve çeşitli uluslararsı yarışmalarda yarıştı.
-MUSTAFA SEYREK:1980 de kocaeli bölgesi bisiklet hakemi oldu.ulusal ve uluslar arası birçok müsabaka ve türkiye turunda görev aldı.merkez hakem kurulu başkanlığı yaptı.bisiklet hakemliğinin gelişmesi için kurslar düzenledi çaba sarfetti.
-HALİL SAYIN:Bisiklete kocaeli bölgesinde antrenör hasan sert in yanında başladı.Bölgesel dereceler kazandı.Brisaspor forması ile yarışmalara katıldı.Daha sonra kulübünde ve milli takımda masörlük yaptı.Brisaspor kulübü nde idarecilik ve federasyon teknik kurulunda görev yaptı.2000 yılında türkiyede bayan bisiklet takımını bünyesinde başlatarak bayan bisikletin gelişmesini sağladı.
-MEHMET BOZDEMİR: izmitte doğdu bisiklet kocaeli bölgesinde başladı.Adapazarı şeker spor ve tek spor takımlarında yarışmalara katıldı.1998 yılında ülkemizde ilk defa yapılan dağ bisikleti dalında türkiye şampiyonu ve master kategoride yol ve dağ bisikleti bir çok dereceler aldı.kocaeli bölge antrenörlüğü ve milli takım antrenörlüğü yaparak türk bisikletine iyi sporcular kazandırmaya ve hizmet etmeye çaba gösteriyor.
-İRFAN DEMİRBÜKEN:1980 de kocaeli bisiklet hakemi oldu .Birçok müsabakada ve balkan şampiyonlarında görev yaptı.Bisiklet hakemliğine değişik illerde yeni yetenekler kazandırdı.
-NEVZAT KIRAL:1975 te yanıkta doğdu kocaeli bölgesinde antrenör osman alev nezaretinde bisiklet başladı.gençler -büyükler de ve dağ bisikleti master türkiye şampiyonlukları kazandı.2001 yılında balkan yol ikincisi oldu.
-MERT MUTLU:1975 te bulgaristanda doğdu ,izmir de bisiklete başladı.Kocaeli brisaspor kulübü adına uluslararası ve türkiye ile balkan şampiyonalarında dereceler kazandı.Cumhurbaşkanlığı türkiye turu genel klasmanını 2 kez kazandı.2000 ve 2004
-ERDİNÇ DOĞAN:Bulgaristan da doğdu bisiklete orda başladı izmire geldi.Türkiye şampiyonlukları kazandı.kocaeli brisaspor forması ile uluslararası dereceler kazandı.1999 türkiye turunu ferdi genel klasmanda tarihinde ilk kazanan türk bisikletçisi oldu.
-ÇETİN PELEN : arifiyede doğdu bisiklet şeker sporda başladı kocaeli brisaspor kulübü forması ile türkiye şampiyonlukları kazandı. milli takım ilede türkiye turunda antalya-kumluca etabını kazandı.balkan şampiyonalarına katıldı.
-KEMAL KÜÇÜKBAY:1982 Doğdu izmitte bölge takımında bisiklet başladı.Brisasppor kulübü ve milli takım ile uluslararası dereceler kazandı.2005 yılında balkan yol şampiyonu oldu.2011 yılı marmara bisiklet turu genel klasman birincisi oldu.Aynı yıl avrupa genel klasman birinciliği formasını giydi.2012 londra olimpiyatlarında ülkemizi temsil etti.
-NİHAT KAYA:kocaelinde doğdu bisiklet bölge takımında başladı.uzun yıllar Lassaspor kulübü ve milli takımlar masörlüğü yaptı.
-EROL GÜVEN:Bulgaristanda doğdu bisiklet de orda başladı.1993 te türkiyeye brisaspor kulübüne geldi.bir çok ulusal ve uluslararsı derece aldı,türkiye şampiyonu oldu,milli takım ile balkan ve cumhurbaşkanlığı turlarına katıldı.
-DAVUR PINARBAŞI:Maşukiyede doğdu. kocaeli bölgesinde bisiklet başladı gençler kategorisinde lassaspor ve milli takım forması ile yarışmalara katıldı .türkşye şampiyonu oldu.
-AYDIN YEŞİL:1986 kocaeli bölge takımında bisiklet başladı yıldızlar kategorisinde dereceler kazanarak brisaspor kulübüne geçti.türkiye şampiyonu oldu.2003 yılında balkan gençler ikincisi oldu.milli takım adına yarışmalara katıldı.
-BEHÇET USTA:1986 Trabzonda dogdu bölge takımında bisiklet başladı.Kocaeli brisaspor kulübü ve milli takım ile birçok dereceler kazandı.2003 yılında balkan gençler yol şampiyonu 2009 yılı üniversitelerarası dağ bisikleti türkiye şampiyonu oldu.
-MUSTAFA UÇAR:1983 doğdu bisiklete kocaeli bölge takımında başladı.brisaspor kulübü forması ile türkiye gençler şampiyonu ve dereceler kazandı. milli takım ile balkan şampiyonasına katıldı.
-RUHAN GÜZEL:1983 te niğde de doğdu kocaeli bölgesi takımında bisiklete başladı .marmara grubunda dereceler aldı.Brisaspor kulübü forması ile türkiye gençler şampiyonu oldu.Milli takım çagrıldı milli forma ile uluslararası müsabakalara katıldı.
-VEDAT BAYTÜRK:1982 de izmitte doğdu.bisiklet kocaeli bölge takımında başladı.grup yarışmalarında dereceler kazandı. brisaspor kulü ile takım ve ferdi türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım forması ile balkan şampiyonasına katıldı.
-UĞUR MARMARA:1987 kocaeli de doğdu bisiklet kocaeli bölge yıldız takımında başladı.brisaspor kulübü forması giydi ve türkiye şampiyonlukları kazandı.milli takım ile Dünya-Avrupa-Akdeniz oyunları ve balkan şampiyonalarına katıldı.Ayrıca dağ bisikletindede türkiye şampiyonu oldu.
-MUSTAFA SAYAR:1989 da ereğlide doğdu bisiklete orda başladı.kocaeli brisaspor kulübü ile yol ve dağ bisikleti kategorilerinde türkiye dereceleri kazandı.2007 yılında gençler uluslararası karadeniz bisiklet turu genel ferdi birinciliğini kazandı.milli takım ile (yol ve dağ)dünya-avrupa-balkan şampiyonalarında yarışmalara katıldı.
-BİLAL AKGÜL:1982 doğdu bisiklete dağ biskleti kategorisinde başaldı.balkan gençler şampiyonu oldu.Milli takım ile uluslararası birçok müsabakada kürsüye çıktı.Kocaeli brisaspor kulübü forması ile türkiye şampiyonlukları ve uluslararası dereceler kazandı.2008 pekin olimpiyatlarına katıldı.
-AYŞEGÜL DEMİRSOY:2000 sonrası türkiyenin en iyi bayan bisiklet sporcusu oldu.Bisiklete kocaeli brisaspor kulübünde başladı ve türkiye şampiyonluğu ile çeşitli dereceler kazandı.Milli takım ile dağ bisikleti balkan şampiyonalarına katıldı.
-ÖZGE TINAZ:kocaelide dogdu bisiklet de brisasporda başladı .türkiye şampiyonluğu kazandı.dağ bisikleti Milli takımı ile avrupa ve balkan şampiyonalarına katıldı.
-MUSA KADIOĞLU: İlimizin yetiştirdiği genç yeteneklerden özellikle dağ bisikletinde türkiye şampiyonluğu ve bir kaç kez de Dünya ve avrupa dağ bisikleti şampiyonalarında ülkemizi milli forması ile ve ilimiz de kocaeli Gençilk spor ile brisaspor kulüpleri bünyesinde temsil etti.
-SENEM GÜLER :türk bayan bisikletinin 2000 sonrası ilk sporcularından 1984 kocaeli doğdu.Bisiklete Kocaeli brisasporda başladı.Türkiye şampiyonlukları kazandı.dağ bisikleti milli takımı forması ile avrupa ve dünya şampiyonaları ile birçok uluslararası yarışmalara katıldı.
-KÜBRA AKTÜRK:1986 izmit te doğdu bisiklete kocaeli bölgede antrenör mehmet bozdemir ile başladı ilk yarışmasında türkiye ikinsi oldu.brisaspor forması ile birçok yarışmada dereceler kazandı.2004 yılı milli takım ile balkan gençler dağ bisikleti ikincisi oldu.
-MERVE TAYFUN:Kocaelinde 1986 da doğdu bisiklet brisasporda başladı türkiye takım ve ferdi şampiyonlukları kazandı.milli takım ile avrupa yol şampiyonasında yarıştı.2009 yılı üniversitelerarası dağ bisikleti türkiye şampiynu oldu.
-ESRA KÜRKÇÜ:1987 de doğdu bisiklete ankarada antrenör ahmet hidayet akyürek nezaretinde başladı.dağ ve yol bisikletinde bir çok kez türkiye şampiyonu ve dereceler kazandı.brisaspor kulübü forması ile takım şampiyonlukları yaşadı.mili takım forması giyerek dağ ve yol dalında avrupa ve balkan şampiyonalarında yarıştı.
-TUBA KARAARSLAN:1990 da kocaelinde doğdu bisiklet kocaeli bölge takımında başladı.dağ ve yol bisikletinde türkiyede dereceler aldı.2007 yılında yol ve saate karşı ferdi türkiye şampiyonluğunu kazandı.Yine aynı yıl 2007 de türkiye kupası genel ferdi birinciliğini kazandı.Milli takım dağ ve yol forması ile avrupa şampiyonalarında yarıştı.
-GÜL ÇELEBİ:1991 de doğdu bisiklete kocaeli bölgesi takımında başladı.türkiye şampiyonluğu ile çeşitli bölgesel yarışmalarda dereceler aldı.2008 de saate karşı ve ferdi yol türkiye şampiyonu oldu .Ayrıca2008 yılı türkiye kupası genel ferdi birincisi oldu.Milli takım ile avrupa şampiyonasında yarıştı.
-GAMZE AYAZ:1992 de yeniköyde doğdu.bisiklet kocaeli bölgesinde başladı.ulusal yarışmalarda dereceler kazandı.milli takım ile avrupa şampiyonasına katıldı.2009 türkiye kupası genel klasman üçüncülüğünü ve türkiye yol şampiyonası üçüncülüğünü kazandı.
-ONUR BALKAN:2010 yılında ilimizde spora başladı . yıldızlar -gençler kategorisinde bir çok kez kürsüye çıktı.Milli takım ile uluslararası ile dünya ve avrupa şampiyonalarına yarıştı.2015 uluslararası 2.2 yarışmalarda bir çok etap kazanıp yokuş genel ferdi birincilik forması giydi.2016 -2017-2018 Türkiye yol şampiyonu oldu ve 2016 Rio ve 2020 Tokyo olimpiyat oyunlarına katıldı.
-SERKAN BALKAN 1994 doğumlu Kocaeli bölgede bisiklete başladı.2015 avrupa yol şampiyonasında ülkemizi temsi etti.2016 Uluslararası 2,2 Ankara Bisiklet turunu kazandı.
ANIL TUNA SÖZER 2004 Doğumlu sporcumuz 2022 yılı dağ bisikleti Türkiye 2ncisi ve okul sporları ferdi yol ve zamana karşı Türkiye 2ncisi olmuştur. Not:verilen bilgilerde eksiklikler olabilir.mail ile tarafıma dönülürse gerekli düzeltmeler yapılır.
1 yorum:
sayın hocalar su lisansları bır karıstırın 1985 1986 dabaska bısıkletcı yokmu ahmet elverenın olduğu yerte i genç yoksa....
Yorum Gönder